alınmak
1alınmak — alınmak; kendi ba;ına alacağını almak. I, 22, 203; I I, 159 borçluyu borcu yüzünden sorguya çekme. I, 62 …
2alınmak — nsz, e 1) Alma işi yapılmak Mahalle mektebinden alınmış, rüştiyeye verilmiş. H. R. Gürpınar 2) Elde edilmek Her biri gerçek hayattan alınmış birer gerçek olmak. H. R. Gürpınar 3) den Uyarlanmak, adapte olunmak 4) e, den, mec. Bir sözün, bir… …
3üstüne alınmak — 1) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak 2) bir işi yapmaya söz vermek, ödev alınmak Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı. P. Safa …
4görevden (veya görevinden) alınmak — 1) bulunduğu görevden çıkarılmak, işine son verilmek, azlolunmak 2) bulunduğu makama ait sorumlulukları üzerinden alınmak …
5ayakaltına almak (veya alınmak) — hakir görmek (görülmek), gözden çıkarmak (çıkarılmak) Bunlar kolay kolay ayakaltına alınamaz, değil mi? R. N. Güntekin …
6devreye alınmak — işin içine girmesi sağlanmak Devlet Bakanı borçların eritileceğini, dış borçlanma için bankaların ve özel sektörün devreye alınacağını kaydetti …
7muhasara altına alınmak — kuşatılmak Avluda neden bir köşede muhasara altına alındığımı o vakit anlamıştım. Y. K. Karaosmanoğlu …
8markaja alınmak — gölgelenmek …
9müşahede altına alınmak — sürekli gözlem altında tutulmak …
10öne alınmak — bir şey veya bir kimseye öncelik tanınmak …