alınmak

  • 41markaj — is., sp., Fr. marquage Gölgeleme, perdeleme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller markaja almak markaja alınmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 42muhasara — is., esk., Ar. muḥāṣara 1) Kuşatma 2) Çevirme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller muhasara altına alınmak muhasara altına almak muhasara etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 43müşahede — is., Ar. muşāhede 1) Görme 2) Gözlem Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller müşahede altına almak müşahede altına alınmak müşahede etmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 44ödünç — is., cü İleride geri verilmek veya alınmak şartıyla alınan veya verilen şey Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ödünç almak ödünç vermek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 45ödünçlemek — nsz 1) Ödünç olarak alınmak 2) dbl. Başka bir dilden söz almak, bütünüyle özümsemek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 46postrestant — is., Fr. poste restante Alıcısı tarafından postaneden alınmak üzere gönderilen mektup veya paket …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 47temizlenmek — nsz 1) Temiz duruma gelmek, arınmak, paklanmak 2) Sakıncalı bir durum, iş düzelmek, bitmek Bu iş temizlenmeden yüz yüze nasıl gelebiliriz, diyordu. 3) Kadınlarda aybaşı durumu sona ermek 4) argo Ortadan kaldırılmak, öldürülmek Sokak köpekleri… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 48toplatılmak — nsz 1) Toplama işi yaptırılmak Şimdi hemen, ne kadar zengin varsa hepsi bir binada toplatılacaktı. Ö. Seyfettin 2) Yakalanan şeyler satıcılardan alınmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 49tutu — is., tic. Bir borcun ödeneceğine teminat olarak, ödenince, geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey, rehin, ipotek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 50üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük