alınmak

  • 31devre — 1. is., Ar. devre 1) Dönem Bu kadar uzun bir bekleyiş devresi, tatsız ara veriş yeter. A. Gündüz 2) fiz. Çevrim Birleşik Sözler devre arası devre dışı devre mülk açık devre ardışık devre …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 32dondurulmak — nsz 1) Dondurma işine konu olmak veya dondurma işi yapılmak 2) mec. Beklemeye alınmak 3) mec. Değişmez duruma getirilmek İşçi ücretlerinin dondurulması …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 33gocunmak — nsz, den Bir şeyden alınmak, çekinmek, kaçınmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 34gölgelenmek — nsz 1) Gölgeli duruma girmek 2) Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak 3) Değerinin bilinmesi engellenmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 35gönüllenmek — nsz Gücenmek, darılmak, alınmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 36görev — is. 1) Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş 2) İşlev 3) Resmî iş, vazife Cavit Bey, görevi ona verdiği gün, Abdi Bey çok sevinmişti. A. İlhan 4) dbl. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş 5)… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 37hava oyunu — is., tic. Bir mal fiyatının yükseleceği umuduyla o maldan, sözde ileride teslim alınmak üzere, bir parti satın almak ve vakti geldiğinde bu malın değerine göre fiyat farkını satıcıdan almak veya ödemek şeklinde girişilen bir çeşit oyun …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 38içerlemek — e 1) İçin için öfkelenmek Ufak çocukların cigara yakmak için yanaşmalarına içerlemişimdir. S. F. Abasıyanık 2) Kırılmak, alınmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 39ikili çatı — is., dbl. İki görevde de kullanılabilen çatı: alınmak, toplanmak, sanılmak sözlerinin hem dönüşlü hem de edilgen çatı olarak kullanılması gibi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 40kazınmak — nsz 1) Kendi kendini kazımak 2) Kazıma işi yapılmak 3) Derisini kazır gibi kaşımak 4) Derisi yüzülürcesine tıraş olmak Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı. H. Taner 5) mec. Her tarafı iyice temizlemek 6) mec. Varı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük