alınmak
21asker — is., Ar. ˁasker 1) Orduda görev yapan erden generale kadar herkes 2) Askerlik görevi veya ödevi Askere gitmek. Askerden dönmek. 3) Er 4) sf. Topluluk düzenine saygısı olan, disiplinli Asker adam. 5) sf. Yurdun korunması yolunda iyi dövüşmesini… …
22azledilmek — nsz, Ar. ˁazl + T. edilmek Görevden alınmak …
23azlolunmak — nsz, Ar. ˁazl + T. olunmak Görevinden alınmak, görevinden çıkarılmak Hâkimler ve savcılar azlolunamaz. Anayasa …
24baskılanmak — nsz Baskı altına alınmak …
25çerçevelenmek — nsz Çerçeve içine alınmak Duvarlarda Avrupa mecmualarından kesilip çerçevelenmiş birkaç renkli resim vardı. R. N. Güntekin …
26çevrelenmek — nsz 1) Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek 2) Örtülmüş Annemin, beyaz namaz beziyle çevrelenmiş başı kapıdan uzanmıştı. Y. Z. Ortaç …
27çiğnenmek — nsz 1) Çiğneme işi yapılmak 2) mec. İşgal altına alınmak …
28damızlık — sf., ğı 1) Yalnız dölü alınmak için yetiştirilen yüksek nitelikli (hayvan) Çiftliğime damızlık bir boğa yahut arabama at almıyorum ki. H. C. Yalçın 2) is., hlk. Maya Yoğurt damızlığı. Peynir damızlığı …
29danışman — is. Bilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, müşavir Birleşik Sözler başdanışman …
30darılmak — nsz 1) Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, gücenmek, küsmek, ilgiyi kesmek Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı? Ö. Seyfettin 2) Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek Sinirlenmek,… …