alınmak

  • 11askere alınmak — askerlik ödevini yapmak için er eğitim merkezine gönderilmek Babam askere alınıp Bağdat a götürülmüş. M. Ş. Esendal …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 12önü alınmak — önlenmek Yangının önü alındı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 13arkası alınmak — sona erdirilmek, bitirilmek, bir yerde durdurulmak Kaçakçılığın arkası alındı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 14alsıkmak — alınmak, soyulmak, I, 243 …

    Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • 15disipline — sf., Fr. discipliné Sıkı düzen ve denetim altına alınmak, zapturapt altına alınmak, denetim altında tutulmak anlamlarında disipline edilmek, sıkı düzen ve denetim altına almak, zapturapt altına almak anlamlarında disipline etmek, kendi kendine… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 16ön — is. 1) Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı Beş on kişi, köşkün önünde toplandık. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. B. Felek 3) Bir kimsenin ilerisi Bir… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 17menzil — (A.) [ لﺰﻨﻡ ] 1. konak. 2. ev. 3. bir günde gidilebilen yol. ♦ menzil alınmak yol alınmak. ♦ menzil almak yol almak …

    Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • 18mübâyaa — (A.) [ ﻪﻌیﺎﺒﻡ ] satın alma. ♦ mübâyaa edilmek alınmak, satın alınmak. ♦ mübâyaa etmek almak, satın almak …

    Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • 19alınma — is. Alınmak işi Birleşik Sözler açığa alınma …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 20arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük