Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

akrabalar

  • 1 близкие

    yakın akrabalar
    * * *
    мн.
    ( родственники) yakın akraba(lar)

    Русско-турецкий словарь > близкие

  • 2 родной

    öz
    * * *
    1) öz

    его́ родна́я мать — öz annesi

    её родно́е дитя́ — öz evladı

    родны́е бра́тья — ana baba bir kardeşler

    родно́й челове́к — yakın akraba

    она́ люби́ла де́вочку как родну́ю — kızı öz evladı gibi seviyordu

    родна́я страна́ — vatan

    родна́я земля́ — vatan toprağı

    мой родно́й го́род — doğup büyüdüğüm şehir

    ему́ ви́делись родны́е края́ — sıla gözünde tütüyordu

    родно́й дом — baba evi

    3) (родны́е) → сущ., мн. akrabalar
    ••

    родно́й язы́к — ana dili

    Русско-турецкий словарь > родной

  • 3 родня

    ж
    1) собир. akrabalar

    вся родня́ — hısım akraba

    он пошёл в родню́ — soyuna çekti

    2) разг. ( родственник) akraba

    он мне родня́ — akrabamdır

    Русско-турецкий словарь > родня

  • 4 родство

    с
    1) врз akrabalık

    кро́вное родство́ — kan akrabalığı / hısımlığı

    языково́е родство́ (племён, народов)dil akrabalığı

    родство́ исто́рии и мемуари́стики — tarihle anı edebiyatı arasındaki akrabalık

    2) собир., уст. ( родственники) akrabalar

    Русско-турецкий словарь > родство

См. также в других словарях:

  • sülale — akrabalar …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • EKARİB — Akrabalar. Yakın hısımlar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • hısım akraba — is. Yakın ve uzak bütün akrabalar Hısım akraba bir mahallede toplandılar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavim kardaş — is. Bütün akrabalar, tanıdıklar Kavimden kardaştan sonra olursa / Gelsin yollarımı satın alalım. Halk türküsü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölü yemeği — is. 1) Ölü evine komşu veya akrabalar tarafından hazırlanıp getirilen yemek 2) Ölü adına verilen yemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yiyim yeri etmek (veya yapmak) — bir yeri kendi çıkarına kullanmak Şimdi de mahalle bakkallığını mı yiyim yeri yaptın? Ö. Seyfettin Bir sürü halayık ve hizmetçiden başka takım takım fakir akrabalar, paşayı yiyim yeri etmiş. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kan çekmek — 1) yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek 2) akrabalar birbirlerine yakınlık duymak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir göz ağlarken öbür göz gülmez — keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ekârib — (A.) [ برﺎﻗا ] yakınlar, akrabalar …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • BELÂ — (c.: Belâyâ) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dâhiye. * Yaramaz nesne. (Bak: Sadaka)(Ey insan! Mâdem canavar sûretinde bir hayvan, insanların hânesine misafir geldiği vakit berekete medar oluyor; öyle ise, mahlukatın en… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • EFHAZ — (Fahz. C.) Akrabalar, yakın hısımlar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»