acılaşmak
1acılaşmak — nsz 1) Tadı bozulmak, acı olmak Yağ acılaştı. 2) Yemlerde genellikle yağ asitlerinin oksidasyonu ve hidroliz sonucu uygun olmayan koku ve tat meydana gelmek 3) mec. Dokunaklı duruma gelmek Sesi gerçekten acılaşmıştı. 4) mec. Konuşma kırıcı, sert… …
2acılanmak — nsz 1) Tadı acı olmak, acılaşmak Ağzım acılandı. 2) le, mec. Acılı durumda olmak, üzüntüye kapılmak, üzülmek Yunus Emre insanların acılarıyla acılanan insandır. N. Araz …
3acılaşıvermek — nsz Çabucak acılaşmak …
4acılaşma — is. Acılaşmak işi …
5acımak — 1. e 1) Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek Yarını ne olacak dünyamızın / Biz yaşımızı başımızı aldık / Allah çocuklarımıza acısın. C. S. Tarancı 2) Merhamet etmek 2. nsz Acılı, ağrılı olmak Şaşkınlığından bir kestane… …
6zakkumlaşmak — nsz Acılaşmak …
7ağzı çiriş çanağına dönmek — ağzı kuruyup acılaşmak …
8açıgsımak — ekşimek, acılaşmak I, 282 …
9açışmak — açmakta yardım ve yarış etmek I, 180 ekşimek, acılaşmak I, 180 …