acı sözler

  • 71sabır — is., brı, Ar. ṣabr 1) Acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi, dayanç İki, üç akşamda bir, odasına uğrar, onun o sonu gelmez askerlik hatıralarını büyük bir sabırla dinlemeye… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 72sakız — is. 1) Bazı ağaçların ve özellikle sakız ağacının kabuğundan sızan, çiğnendiğinde yumuşayan, hoş kokulu, beyaz renkli reçine 2) Şekerli ve kokulu ağızda çiğnenen eğlence yiyeceği, ciklet 3) hay. b. Vücudu beyaz olup başta ve ayaklarda belirgin… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 73sınır — is., Rum. 1) İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut 2) Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi 3) Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç Bataklığın sınırı. Ormanın… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 74sızı — is. 1) Hafif ve ince ağrı Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Ruhsal acı, ıstırap Depremlerin acısını sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer. B. R. Eyuboğlu Birleşik… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 75sokmak — i, ar 1) İçine veya arasına girmesini sağlamak 2) e Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak Bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu. F. R. Atay 3) Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak 4) Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 76su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 77süt — is. 1) Kadınların ve memeli dişi hayvanların yavrularını beslemek için memelerinden gelen, besin değeri yüksek beyaz sıvı 2) bit. b. Bazı bitkilerin türlü organlarında bulunan beyaz renkte öz su 3) Erkek balığın tohumu 4) Süte benzeyen her türlü… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 78tam — sf., Ar. tāmm 1) Eksiksiz, kesintisiz Tam iki saat yalandan tamirle uğraştım. A. Gündüz 2) Bütün, tüm 3) zf. Uygun olarak, tıpkı, aynı Tam istediğim gibi davrandın. 4) zf. Sırasında, anında Tam mağazaya gireceğim zaman arkamdan bir ses geldi. Ö.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 79tatlı su — is., yu Acı veya tuzlu olmayan, içilebilen su Birleşik Sözler tatlı su Frengi tatlı su gelinciği tatlı su ıstakozu tatlı su kayası tatlı su kefali tatlı su levreği …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 80ters — 1. sf. 1) Gerekli olan duruma karşıt, zıt 2) is. Bir şeyin içe gelen yanı, arkası Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu. Ç. Altan 3) is. Kesici bir aletin kesmeyen yanı Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar. M. Ş. Esendal 4) mec.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük