aşırı

  • 81Narahenpita —   Suburb   …

    Wikipedia

  • 82alerji — is., Fr. allergie 1) Birtakım yiyecek, ilaç, toz, koku vb.ne hastalık derecesinde gösterilen aşırı tepki Bazı bünyelerin kafeine karşı alerjisi vardır. 2) mec. Bir kimseye veya bir şeye karşı olumsuz yönde duyulan aşırı duyarlılık Büyük… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83astronomik — sf., ği, gök b., Fr. astronomique 1) Gök bilimsel 2) mec. Aşırı, çok yüksek, çok veya aşırı fazla Birleşik Sözler astronomik fiyat astronomik rakam …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84bağımlı — sf. 1) Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tabi 2) Bir kimseye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan 3) Sigara, uyuşturucu madde vb.ne aşırı derecede düşkün Birleşik Sözler bağımlı akım… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85çatlamak — nsz 1) Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak Bardak çatladı. 2) Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. A. H. Tanpınar 3) mec. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86çılgın — sf. 1) Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm. S. F. Abasıyanık 2) Çok büyük, aşırı, olağanüstü Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur. K. Tahir Atasözü,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88duyarlık — is., ğı 1) Duyum ve duyguları algılayabilme yeteneği, duygunluk, hassaslık, hassasiyet Hastalıklı duyarlığıyla geçmiş bir dönemin yazarıydı o! N. Cumalı 2) Zayıf bir etkiye karşı, tepki gösterebilme yeteneği Gözün aşırı duyarlığı. 3) sin., TV Bir …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89işkence — is., Far. şikence 1) Bir kimseye maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet 2) Düşüncelerini öğrenmek amacıyla birine uygulanan eziyet Ona, evimize niçin geldiğini sormak işkencesini de yaptım. S. F. Abasıyanık 3) Aşırı gerginlik, sıkıntılı… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90lüks — 1. is., Fr. luxe 1) Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. N. Cumalı 2) sf. Gösterişli, şatafatlı Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. T. Buğra 3) sf. Gereksinim dışı olan 4) sf.… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük