ağaçlık
1ağaçlık — is., ğı 1) Ağaç öbeği 2) Ağacı bol olan yer Kendilerini saklayabilmek için yan tarafa, ağaçlığa doğru koştular. M. Ş. Esendal …
2yıgaçlık — ağaçlık, ağaçlı olan yer, kereste bulunan yer, III, 51 …
3GABERE — Ağaçlık yer. * Bir şey üzerine çökmüş toz …
4SAYE-PUŞ — Ağaçlık, gölgelik …
5bulvar — is., Fr. boulevard Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde İki tarafı ağaçlık bir geniş bulvardan geçiyor, mütemadiyen gidiyorduk. R. H. Karay …
6dağ ispinozu — is., hay. b. Sırtı kara benekli, karnı beyaz, erkeğinin gerdanı portakal renginde, ağaçlık yerlerde yaşayan ispinozgillerden bir kuş …
7fenalık — is., ğı 1) Kötülük, şer Bu alçaklar sana her fenalığı yapabilirler. A. Gündüz 2) Rahatsızlık veren şey Fenalık iki tarafın ağaçlık, sık orman oluşu... R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fenalık etmek …
8flurya — is., hay. b. İspinozgillerden, tüyleri yeşilimsi, ağaçlık ve fundalıklarda yaşayan, güzel ötüşlü bir kuş, yelve (Chloris chloris) …
9söküntü — is. 1) Sökülen şeyin parçası 2) Ağaçlık yerden açılan tarla …
10yangın bombası — is. 1) Yangın çıkarmak için yapılan bomba 2) ask. Ağaçlık yerlerde gizlenmiş birliklerin ortaya çıkmasını sağlamak için uçaklardan atılan ve yangın çıkartmaya yarayan bomba …