ˌeskəˈleɪʃən
101keçe külah olmak — esk. ordudan veya resmî görevden çıkarılmak Askerde, vüzera, rical dairelerinde keçe külah olmak kıyafeti soyulup tardedilmek demek idi. A. Rasim …
102köleniz (veya köleleri) — esk. 1) söz söyleyen erkek tarafından söz söylenen kimseye aşırı bir saygı gösterilmiş olmak için ben zamiri yerine kullanılan bir söz 2) yakınlarından söz edilirken saygıyla söylenen söz Oğlum köleniz …
103tamam bulmak — esk. bitmek, sona ermek …
104el almak — esk. 1) tarikatlarda bir mürit, mürşidinden, başkalarına yol gösterme iznini almak 2) bir sanatı yapmak için ustanın iznini almak 3) kâğıt oyunlarında karşı tarafın oynadığı kâğıdın daha önemlisini oynayarak üstünlük sağlamak …
105fetva çıkarmak — esk. belli bir konuda dinî hukuk kurallarına göre izin almak Şimdi müftüye gideceğim, fetva çıkarıp senden boşanacağım. A. Gündüz …
106ikamete memur edilmek — esk. (bir yerde) sürgün cezası verilmek …
107meydan almak — esk. gelişmek, yayılmak, geniş ölçüde olmak …
108çilesi dolmak — esk. 1) derviş ve tarikat ehli, sadece dua ve ibadetle geçirmeleri gereken süreyi tamamlayarak çileden çıkmak 2) üzücü ve sıkıntılı bir durumdan kurtulmak …
109yakadan geçirmek — esk. evlatlığa kabul etmek …
110izine basmak — esk. (birinin) gözden uzaklaştırmayarak ne yaptığını gözetlemek …