üstüne yüklenmek
1üstüne yüklenmek — 1) saldırmak 2) mec. ısrar etmek …
2yüklenmek — e 1) Yükleme işi yapılmak veya yükleme işine konu olmak Daha şimdiden evin bütün işleri Peyker in üstüne yüklenmiş. M. Ş. Esendal 2) Kendi ağırlığını başka bir şey üzerine vermek, bedeniyle abanmak Araba durdukça önümdekine, kalktıkça arkamdakine …
3üstüne kalmak — (birinin) güçlükler birinin omuzlarına yüklenmek O giderse bütün yük kızın üstüne kalacak. M. Ş. Esendal …
4üstüne yıkılmak — 1) kendisinin de sorumlu olduğu bir işin ağırlığını kendisi yüklenmek 2) başkasının suçu üzerine kalmak 3) yamanmak Kız belli ki seni gözüne kestirmiş. Üstüne yıkılmak istiyor. E. Bener …
5üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …
6TAHAMMÜL — Yüklenmek. Bir yükü üstüne almak. * Sabretmek. Katlanmak. * Kaldırmak …
7üstlenmek — i Üstüne almak, yüklenmek, deruhte etmek Bir çocuk sahibi olmak, büyük bir sorumluluk üstlenmektir. H. Taner …
8üzerine — zf. 1) Üstüne 2) Hakkında Dil üzerine bir yazı. 3) ... den dolayı Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti. 4) ... den sonra Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… …
9yıkılmak — nsz 1) Yıkma işi yapılmak veya yıkma işine konu olmak 2) Herhangi bir sebeple çökmek, göçmek Duvar yıkıldı. 3) Devrilmek, yığılmak ... yüzükoyun yıkılıp kalmış bir kadın, kaçışan hizmetçiler... Y. K. Karaosmanoğlu 4) mec. İstenmeyen biri çekilip… …