üstüne çekmek
1üstüne çekmek — üzerine almak, muhatap olmak Hâlâ eski zenginliğinin hasedini üstüne çeker ve eski terekelerinin veraset vergilerini öder. B. Felek …
2şimşekleri üstüne çekmek — (bir kimse) sert eleştirilere hedef olmak …
3yıldırımları üstüne çekmek — bazı davranışlarıyla birçok kimseyi kızdırarak saldırılarına, eleştirilerine yol açmak …
4esmayı üstüne sıçratmak — davranışlarıyla belayı üstüne çekmek …
5kalem çekmek — (üstüne) gereksiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek …
6üstüne perde çekmek — isteyerek örtmek, gizlemek …
7sünger çekmek — (bir şeyin üzerine veya üzerinde) bir şeyi hiç olmamış saymak, silmek, silip atmak, unutmak Bir türlü doyamadığım hürriyetimin üstüne sünger çekmek lazım geliyordu. O. Kemal …
8üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …
9şimşek — is., ği 1) Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak 2) mec. Parıltı Birleşik Sözler şimşek taşı Atasözü,… …
10yıldırım — is. 1) Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika 2) sf. Çok hızlı yapılan, olan Birleşik Sözler yıldırım aşkı yıldırımkıran yıldırım nikâhı yıldırımsavar yıldırım siperi …