çok kızmak
1kızmak — nsz, ar 1) Isıtılan veya ısınan bir nesnenin sıcaklığı çok artmak Taşlar güneşten kızmıştı. 2) At, eşek vb. hayvanlar çiftleşmek istemek, kösnümek 3) Dişi kuşlar zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermek 4) mec. Öfkelenmek, sinirlenmek… …
2ifrit kesilmek (veya olmak) — çok öfkelenmek, çok kızmak Arzuma karşı konulunca ifrit kesildiğimi pek iyi bildiğinden ses çıkarmadı. R. H. Karay …
3illet olmak — çok sinirlenmek, çok kızmak Batı taklitçiliği de illet olduğu sorunlardan biri idi. H. Taner …
4ateş saçmak — çok kızmak, çok öfkelenmek …
5tehevvür etmek — çok kızmak, öfkelenmek, köpürmek …
6öfkesi kabarmak — çok kızmak, sakinleşmişken yeniden öfkelenmek, tekrar sinirlenmek …
7cinleri tepesine çıkmak — çok kızmak Gidip oyunu seyretmiş. Seyretmiş ama, bütün cinleri de tepesine çıkmış, ağızlarının payını vermiş. N. Meriç …
8deliye dönmek — 1) çok sevinmek Haber aldığı gün âdeta deliye dönmüş. H. F. Ozansoy 2) çok üzülmek En bildiği derste bile kopya çeker, çekmezse hasta olur, deliye döner. H. Taner 3) çok kızmak Patronun deliye döndüğünden habersizce geldi, elindeki şemsiyeye… …
9gözünde (veya gözlerinde) şimşek (veya şimşekler) çakmak — 1) sert ve şiddetli darbe yüzünden göz önünde yıldızlar oluşmak 2) çok sevindiğini belli etmek Zehra yı Haşim e almayı düşünürken, oğlanın gözlerinde nasıl şimşek çakmıştı. H. E. Adıvar 3) çok kızmak, öfkelenmek Eski oyuncunun gözlerinde… …
10kudurmak — nsz 1) Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak 2) mec. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek Kudurmuş bir heyecanla döndü. Ö. Seyfettin 3) mec. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese …
- 1
- 2