çocuğu almak
1almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… …
2TEVLİD — Çocuğu doğarken almak. Doğurmak. Doğurtmak. * Mc: Sebep olmak, vücuda getirmek. * Beslemek. Terbiye etmek …
3tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …
4düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… …
5kaydetmek — i, e, der, Ar. ḳayd + T. etmek 1) Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek 2) Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek. 3) Hatırlamak için yazmak, not …
6sıkmak — i, ar 1) Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. Ö. Seyfettin 2) Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak Limon sıkmak.… …
7alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …
8çırak — is., ğı, Far. çerāġ 1) Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse Bu çocuğu sekiz yaşındayken, araba boyacısına çırak vermişler. S. F. Abasıyanık 2) Dükkânda ayak işlerine bakan kimse Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile… …
9harcamak — i 1) Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek Bu yemek için bir saatimi… …
10hazırlamak — i 1) Bir şeyi kullanılacak, yararlanılacak duruma getirmek Bir çeyrek saat içinde bavullarımızı bile hazırlayamazdık. Y. K. Karaosmanoğlu 2) nsz Bir şeyi ortaya koymak, gerçekleştirmek Sözlük hazırlamak. 3) Önceden düzenlemek 4) Önlem almak,… …
- 1
- 2