çift dikiş
1çift dikiş — is. 1) Birbirlerinden geçen iki sıra düz dikiş 2) argo Bir sınıfta iki yıl üst üste okuma, çifte dikiş …
2dikiş — is. 1) Dikme işi Dikişe, oyaya başladı, hanım hanımcık yaşıyordu, memnundu. R. H. Karay 2) Dikme biçimi Aralarında görüşmeye başlar başlamaz da hemen kumaş, terzi, dikiş, moda kelimeleri geçerdi. A. Ş. Hisar 3) Dikilen yer Astarın dikişi sökülmüş …
3çift — sf., Far. cuft 1) Birbirini tamamlayan iki tekten oluşan (nesneler) 2) is. Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş Kocası İtalyan, karısı Sırbistanlı olan bu çift ile araları pek iyi idi, ailece de görüşüyorlardı. R. H. Karay 3) is. Toprağı sürmek …
4çifte dikiş — is. Çift dikiş …
5ayaklı — sf. 1) Ayağı olan 2) Bir destekle yere dayanan Ayaklı kadeh. 3) Ayakla işletilen Ayaklı dikiş makinesi. Birleşik Sözler ayaklı canavar ayaklı koşma ayaklı kütüphane ayaklı mâni …
6çırpma — is. 1) Çırpmak işi 2) Kumaşın kenarını kıvırıp dikmek için iğne, kenara göre çapraz tutularak ve çift kattan batırılıp tek kattan çıkarılarak yapılan dikiş biçimi …
7çifte — is., Far. cufte 1) At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme 2) İki namlulu av tüfeği Çifteler dolduruldu, horozlar çekildi, iki el silah atıldı. O. V. Kanık 3) sf. İkisi bir arada bulunan veya ikili Güzel sevme derler nasıl sevmeyim /… …