Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

çalıyor

  • 1 акцент

    м
    1) лингв. vurgu
    2) aksan, şive

    он говори́т с акце́нтом — aksanı / şivesi bozuk

    он говори́т с неме́цким акце́нтом — şivesi / dili Almancaya çalıyor

    ••

    де́лать акце́нт на чём-л.см. акцентировать 2)

    Русско-турецкий словарь > акцент

  • 2 бить

    vurmak,
    dövmek; dayak atmak,
    yumruk atmak,
    tekme atmak,
    tekmelemek
    * * *
    несов.; сов. - поби́ть, проби́ть, разби́ть
    1) тк. несов. vurmak; dövmek

    бить по мячу́ — topa vurmak

    бить по воро́там — спорт. şut çekmek / atmak

    бить штрафно́й (уда́р) — спорт. ceza vuruşu çekmek

    бить кры́льями (о птице)kanat çırpmak

    бить в дверь кулако́м — kapıyı yumruklamak

    (здесь) бьёт то́ком — elektrik çarpıyor

    во́лны би́ли о бе́рег — dalgalar kıyıyı dövüyordu

    в лицо́ (мне) бьёт ре́зкий ве́тер — sert bir rüzgar yüzüme çarpıyor

    2) сов. поби́ть dövmek, dayak atmak; yumruk atmak, yumruklamak ( кулаками); tekme atmak, tekmelemek ( ногами); kamçılamak ( плетью)

    кто тебя́ поби́л? — seni döven kim?

    3) тк. несов. vurmak; kesmek

    бить за́йца — tavşan vurmak

    бить скот(и́ну) — hayvan kesmek

    бить ры́бу острого́й — zıpkınla balık vurmak

    4) тк. несов. dövmek; vurmak

    бить без про́маха (об охотнике и т. п.)her attığını vurmak

    бить ми́мо це́ли — hedefe isabet ettirememek

    бить из ору́дий по око́пам — siperleri dövmek

    би́ли зени́тки — uçaksavarlar ateş ediyordu

    5) тк. несов. ( об оружии)

    на ско́лько ме́тров бьёт э́тот пистоле́т? — bu tabancanın atımı kaç metre?

    6) сов. разби́ть (посуду, стекла) kırmak

    разби́ть стака́н — bardağı kırmak

    7) тк. несов. vurmak

    бить в бараба́н — davul vurmak / dövmek

    бить в ко́локол — çan çalmak

    8) сов. проби́ть

    бить трево́гу — alarm işareti vermek

    про́би́ли отбо́й / вече́рнюю зо́рю — yat borusu öttü

    9) сов. проби́ть çalmak

    бьёт оди́ннадцать — saat on biri çalıyor

    про́би́л его́ после́дний час — son saati çaldı

    когда́ про́бил час тяжёлых испыта́ний — ağır sınavlar zamanı gelip çatınca

    10) тк. несов. fışkırmak

    из пробурённой сква́жины бьёт нефть — açılan kuyudan petrol fışkırıyor

    11) сов. поби́ть kırmak

    бить слона́ — шахм. fili düşürmek / almak

    поби́ть реко́рд — rekoru kırmak

    12) тк. несов. tir tir titremek

    её би́ло сло́вно в лихора́дке — sıtma nöbetine tutulmuş gibiydi

    13) сов. поби́ть ( побеждать) yenmek; tepelemek; üstün gelmek ( брать верх)

    бить врага́ — düşmanı tepelemek

    ••

    бить себя́ (кулако́м) в грудь — göğsünü yumruklamak

    бить по чьим-л. интере́сам — (birinin) çıkarına dokunmak

    э́то бьёт по карма́ну — keseye zarardır

    бить в глаза́ — göze batmak

    Русско-турецкий словарь > бить

  • 3 чертовски

    dehşetli,
    müthiş
    * * *
    прост.
    dehşetli, müthiş

    я черто́вски уста́л — dehşetli yoruldum

    я черто́вски го́лоден — karnım zil çalıyor

    он черто́вски хитёр — şeytan zekâlıdır

    Русско-турецкий словарь > чертовски

См. также в других словарях:

  • Translations of Frère Jacques — The song Frère Jacques is well known in English speaking countries in both its French and English forms. Many other translations and versions exist; some are an exact structural match to the French version, while others vary in the details to… …   Wikipedia

  • Çetin Altan — (* 22. Juni 1927 in Istanbul) ist ein türkischer Schriftsteller und Publizist. Er war von 1965 bis 1969 als Vertreter der Türkiye İşçi Partisi, der Arbeiterpartei der Türkei, Mitglied des türkischen Parlaments. Auf literarischem Gebiet erlangte… …   Deutsch Wikipedia

  • itfaiye — is., Ar. iṭfāˀiyye 1) Yangın söndürme kuruluşu 2) İtfaiye aracı İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. Ç. Altan Birleşik Sözler itfaiye aracı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • plak — is., ğı, Fr. plaque 1) Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Y. K. Beyatlı 2) Metal nesne, plaka Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • rumba — is., Fr. rumba 1) Küba dan Amerika ve Avrupa ya yayılan bir dans 2) Bu dansın müziği Caz o yıl çok yayılan bir rumbayı çalıyor. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tamburi — is., Ar. ṭanbūrī Tambur çalan kimse Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta / Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zilli maşa — is. 1) Uçlarına zil takılmış maşa biçiminde bir çalgı Tefler, dümbelekler, zilli maşalar arasında komşu kızın udu çalıyor, Gülsüm kanto söylüyordu. R. N. Güntekin 2) sf., mec. Edepsiz, şirret …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tasnif etmek — bölümlemek, sınıflamak Her akşam bana saatlerce ut çalıyor, gevezelik ediyor, komşu kızlarını tasnif ediyor. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el çırpmak — 1) alkışlamak, tempo tutmak Bir köylü oturduğu yerde cura çalıyor, birkaç delikanlı etrafında el çırparak ayak vurarak türkü söylüyorlardı. R. N. Güntekin 2) birini çağırmak için ellerini birbirine vurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerden yere çalmak — çok hırpalamak Bir oyunu belli ölçülere göre değil, ne olduğu belli olmayan kendi beğenisine göre yerden yere çalıyor. N. Meriç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • her telden çalmak — 1) her çeşit işi yapabilir durumda olmak 2) birçok konuda bilgisi olmak Senin anlayacağın, her telden çalıyor benim çocuklar. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»