(yüksek sesle)
1yüksek perdeden — yüksek sesle …
2yüksek perdeden konuşmak — 1) yüksek sesle konuşmak 2) meydan okurcasına sert konuşmak 3) yapılması güç şeyleri gerçekleştirebilecekmiş gibi abartmalı konuşmak Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık. Y. K. Karaosmanoğlu …
3bangır bangır bağırmak — yüksek sesle, avazı çıktığı kadar bağırmak Ne oluyor, böyle bangır bangır bağıran kim? …
4çan çan etmek (veya ötmek veya konuşmak) — yüksek sesle sürekli gevezelik etmek …
5kahkaha atmak — yüksek sesle gülmek Herkesin gevezeliğini sabırla dinledi, sonra o gevrek kahkahalarından birini atarak ilerledi. H. Taner …
6nara atmak (veya basmak) — yüksek sesle uzun uzun haykırmak Boyuna bağırıyor, şarkı söylüyor, nara atıyorlar. Ö. Seyfettin …
7feryat koparmak — yüksek sesle bağırmak, haykırmak Pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler. R. N. Güntekin …
8gazel tutturmak — yüksek sesle şarkı veya türkü söylemek Sonra makinelerin gemiyi sarsan temposuna uyarak yanık bir gazel tuttururdu. H. Taner …
9yeri göğü inletmek — yüksek sesle ve olanca güçle bağırmak Havayı kokladı, sonra bütün gücüyle yeri göğü inleten bir kişnemeyle kişnedi. Y. Kemal …
10kık(ı)rmak — yüksek sesle çağırmak, bagırmak, haykırmak, I, 441, 442; I I, 83 …