(karar)
1karar — is., Ar. ḳarār 1) Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı Kararımı biradere pek güçlükle kabul ettirdim. R. N. Güntekin 2) huk. Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm Yargıç kararı. 3) Bu yargıyı… …
2KARAR — Değişmez hâle gelmek. * Sabit ve sakin olmak. * Ne az ne çok olan tam ölçü. Ölçülülük. * Gitmeyip kalmak. * Oturaklı yer. Sâkin olacak yer. * Anlaşılan ve sabit hâle gelen son karar sözü. * Mahkemece verilen son söz ve neticeye bağlama. *… …
3karar altına almak — karar vermek, kararlaştırmak Dün akşam size tesadüf ettiğimde bunu karar altına almıştık. H. Z. Uşaklıgil …
4KARAR-I SERİ — Acele karar, seri karar …
5karar kılmak — birçok şeyi deneyip birini seçmek Tekrar masa başına dönmekten zevkli bir iş bulamayacağımda karar kıldım. F. R. Atay …
6karar vermek — bir sorunu karara bağlamak, kararlaştırmak Hatta telefon bile etmemeye karar vermişti. H. E. Adıvar …
7KARAR-I KAT'Î — Dâvâyı neticelendiren kesin karar …
8karar — m IV, D. u, Ms. karararze; lm M. y przestarz. «marmur kararyjski; karara» …
9karar — (A.) [ راﺮﻗ ] 1. durma. 2. devamlılık. 3. yeterli ölçü …
10karar — Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm …