(cevap vs)
1ćevap — ćèvāp (ćevàpčić) m <N mn ćevápi> (ob. mn) DEFINICIJA reg. 1. mljeveno meso (janjetina, govedina, ob. ne svinjetina) oblikovano u valjčiće i pečeno na roštilju 2. jelo i uobičajena narudžba u pečenjarnicama i gostionicama [ćevapi u somunu]… …
2ćèvāp — m 〈N mn ćevápi〉 reg. (ob. mn), {{c=1}}v. {{ref}}ćevapčić{{/ref}} ∆ {{001f}}šiš ∼ ćevapi na štapiću ✧ {{001f}}tur. ← arap …
3cevap — is., bı, Ar. cevāb Bir soruya, bir isteğe, bir söz veya yazıya verilen karşılık, yanıt Belindeki önlüğü çıkarmaya uğraşıyor, cevap arıyor gibi düşünüyordu. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler cevap anahtarı cevap hakkı cevap kâğıdı hazırcevap peşin… …
4cevap vermek — 1) karşılık olarak bildirmek veya söylemek Onun lakırtı söylemeye niyeti olmadığını göstererek kendisi cevap verdi. R. N. Güntekin 2) gereksinimi karşılamak Keban Barajı, Doğu Anadolu nun elektrik ve su sorununa büyük ölçüde cevap vermiştir. 3)… …
5cevap hakkı — is. Bir kimsenin şahsıyla ilgili genellikle basın yayın organlarında çıkan haberlere karşılık olarak düzeltme veya cevap verme hakkı …
6cevap anahtarı — is. Sınavlarda sorulan soruların çözülmüş biçimi …
7cevap kâğıdı — is. Sınavlarda sorulan soruların cevaplarının bulunduğu kâğıt …
8sudan cevap — is., bı Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak cevap …
9peşin cevap — is., bı Sonradan söylenecek bir şeyi önceden bildirme …
10ihtiyaca cevap vermek — gereksinimini karşılamak …