'hüsnühal

  • 1hüsnühâl — is., li, esk., Ar. ḥusn + ḥāl İyi hâl Birleşik Sözler hüsnühâl kâğıdı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2hüsnühâl kâğıdı — is. İyi hâl belgesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3hâl — is., li, Ar. ḥāl 1) Bir şeyin içinde bulunduğu şartların veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet Herkes hâline göre bir hediye verdi. H. R. Gürpınar 2) Davranış, tutum, tavır Bambaşka bir hâliniz vardır sizin. Merhametli bir insan… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4hüsün — is., snü, esk., Ar. ḥusn Güzellik Birleşik Sözler hüsnühâl hüsnühat hüsnükabul hüsnükuruntu hüsnüniyet hüsnütelakki …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5iyi hâl — is., li Bir kimsenin yaşayışında kötü ve sakıncalı bir durum olmama hâli, hüsnühâl Birleşik Sözler iyi hâl belgesi …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6iyi hâl belgesi — is. Bir kimsenin yaşayışında kötü bir şey bulunmadığını veya sabıkasız olduğunu göstermek üzere resmî kuruluşlarca verilen belge, hüsnühâl kâğıdı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük