- camur
-
a, um (греч.)загнутый внутрь, изогнутый (cornua V)
Латинско-русский словарь. 2003.
Латинско-русский словарь. 2003.
çamur — is. 1) Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık Ayakkabılarımızın altındaki kırmızı renkli, arasından kuru otlar fırlamış çamurun ağırlığını duyar gibi oluyorum. R. H. Karay 2) sf., mec. Sataşkan, çevresini tedirgin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur deryası — sf. Her tarafı çamurla kaplı Çamur deryası mahallede kışı geçirmek bir azaptı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur atmak (veya sıçratmak) — (birine) birini kötü bir işe karışmış göstermek, kara çalmak, iftira etmek Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı bu dünyada... H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur banyosu — is. Tedavi gücü olan çamurla yapılan banyo … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur ığrıbı — is. Denizin sığ ve çamurlu yerlerinde kullanılan 25 30 kulaç uzunluğunda bir balık ağı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur kalemi — is. Heykeltıraşların çamura biçim verme sırasında kullandıkları şimşir araç … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamur gibi — 1) iyi pişmemiş ve siyah unla yapılmış (ekmek) 2) herkese sataşıp tedirginlik veren (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
özlü çamur — is. Yapışkan çamur … Çağatay Osmanlı Sözlük
lok çamur — cıvık , çok çamur … Beypazari ağzindan sözcükler
çamır — çamur … Beypazari ağzindan sözcükler
titik — çamur I, 386, 506; II I, 297 § oçaklık çamur ve çamura benzer ocak yap ılacak her nesne I, 150 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini