yetiştirmek
1yetiştirmek — i, e 1) Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak 2) Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek Kitabı önümüzdeki aya yetiştireceğim. 3) Birini gerekli bir iş için tam… …
2laf yetiştirmek — birinin söylediklerine olur olmaz karşılık vermek, çene yarıştırmaya kalkmak Evin hanımı sokaktan geçene laf yetiştirmek için vakit yitirmemeli. S. İleri …
3söz yetiştirmek — 1) laf yetiştirmek Kadın, kocasına söz yetiştirmeyi bıraktı, konuk kadına baktı. B. Günel 2) birinin söylediğini başkasına götürmek …
4lakırtı yetiştirmek — bir söze karşılık vermekte gecikmemek Birbirine lakırtı yetiştirmeye, cevap bulmaya çalışıyorlar . M. Ş. Esendal …
5çocuk yetiştirmek — çocuğu topluma yararlı bir duruma getirmek …
6TEEDDİ — Yetiştirmek …
7çırıtman — yetiştirmek, yetiştirecek kişi …
8yetirmek — yetiştirmek, denk getirmek …
9yetirmek — i, e, hlk. 1) Bitirmek, tamamlamak 2) Besleyip büyütmek, yetiştirmek 3) Yetiştirmek, idare etmek Parayı yetirmek …
10TENMİYE — (Nemâ. dan) Büyütmek. Yetiştirmek. Artırmak. Bereketlenmek. * Fesad veren haber yetiştirmek. * Ateş içine odun atmak …