yatıştırmak
1yatıştırmak — i 1) Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı. 2) Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi. Y. Z. Ortaç 3) Yumuşatmak, razı etmek… …
2amurtmak — yatiştirmak, dindlrmek, seğnitmek III, 428, 429bkz: amrulmak, emrülmek …
3cinini dermek — yatıştırmak, huyuna göre gitmek …
4avutmak — i 1) Bir kimsenin acısını veya sıkıntısını yatıştırmak, teselli etmek İnsanı sıkıntılı zamanlarda kitap kadar avutan bir şey yoktur. 2) Oyalamak Çocuk annem diye tutturdu, güç avuttuk …
5hınzırca — zf. Hınzır bir biçimde, kurnazca Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan hınzırca sırıtıyordu. A. İlhan …
6kokulu — sf. Kokusu olan Perilerin kızgınlığını yatıştırmak için ceplerinde birçok kokulu otlar, tohumlar, üzerlikler taşıyordum. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler kokulu çayır otu kokulu kiraz kokulu sabun hoş kokulu …
7sırıtmak — nsz 1) Dişlerini göstererek aptallık, şaşkınlık, kurnazlık veya alay belirtir biçimde gülmek Bir yandan karısını yatıştırmak istermiş gibi davranıyor, bir yandan hınzırca sırıtıyordu. O. Rifat 2) Yorgan, şilte vb.ni iri ve aralıklı diktirmek 3)… …
8söndürmek — i 1) Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor. P. Safa 2) Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak Çocuk balonu söndürdü. 3) mec …
9yatıştırma — is. Yatıştırmak işi …
10teskin etmek — acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırmak, dindirmek Gönlüme teselli kendimde buldum / Sabır ile teskin ettim özümü. Âşık Veysel …
- 1
- 2