vaktinde
1vaktinde — zf. Önceden belirlenen, düşünülen vakitte Geceyi geçireceğimiz kaza merkezine vaktinde yetişmemiz şüpheye giriyor. R. N. Güntekin …
2elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz — kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir anlamında kullanılan bir söz …
3her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter — her şey zamanında yapılmalıdır anlamında kullanılan bir söz …
4ogurlamak — vaktinde yapmak; çalmak, hırsızlık etmek I, 300 …
5ogurlug ış — vaktinde ve yerinde yap ılan 146 …
6bakıtmak — vaktinde yapılmayan iş veya gelmeyen bir kişiyi merak etmek …
7yetişmek — e 1) Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. Ö. Seyfettin 2) Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak Bu giysi yarına yetişmeli. 3)… …
8kazaya bırakmak — din b. 1) namazı vaktinde kılmayarak daha sonra kılmak için ertelemek Bu yaşa geldim, Allaha bin şükür, namazımı kazaya bırakmadım. H. R. Gürpınar 2) orucu vaktinde tutmayarak daha sonra tutmak için ertelemek …
9kazaya kalmak — din b. 1) namaz, vaktinde kılınamamak Osman, kazaya kalan namazını daha ziyade geciktirmeden korkarak ayağa kalktı. R. H. Karay 2) oruç, vaktinde tutulamamak …
10Aşık Veysel Şatıroğlu — (October 25, 1894 – March 21, 1973), also known as just Aşık Veysel, was a Turkish minstrel and highly regarded poet of the Turkish folk literature. He was born in the Sivrialan village of the Şarkışla district, Sivas, on October 25, 1894 and… …