tüccar

  • 11bezirgân — is., esk., Far. bāzergān 1) Tüccar 2) Alışverişte çok kâr amacı güden kimse O hiç oralı olmaz ve bütün bezirgânlar gibi hâlinden yakınır. S. Birsel 3) Yahudi 4) mec. Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse Birleşik Sözler bezirgânbaşı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 12çelebi — is. 1) Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan 2) esk. Hristiyan tüccar Çelebi, tütün mü alacaksınız? 3) sf. Görgülü, terbiyeli, olgun (kimse) Yeleği gümüş köstekli, fesi kalıpsız, orta yaşlı bir adamdı. Son derece Osmanlı ve… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 13dalavere — is., tkz. Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun Gümrük dalaveresini bilmediğim için tüccar yanına giremedim. P. Safa Birleşik Sözler alavere dalavere Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 14incecik — sf., ği Çok ince Birincisi o incecik o dal gibi kız / Şimdi galiba bir tüccar karısı. O. V. Kanık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 15perakendeci — is. Malını perakende olarak satan tüccar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 16sermaye — is., tic., Far. ser + māye 1) Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların tamamı, anamal, başmal, kapital, meta Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir. A. Gündüz 2) Varlık,… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 17tacir — is., esk., Ar. tācir Ticaretle uğraşan kimse, tüccar İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu. H. R. Gürpınar …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 18tecimen — is., esk. Tacir, tüccar Esnaf ve tecimenlerin konak ve yalılarında da yiyinti işleri her türlü sınırı aşar. S. Birsel …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 19toptancı — is. Toptan satış yapan tüccar Birleşik Sözler sebze meyve toptancısı …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 20tüccarlık — is., ğı Tüccar olma durumu Birkaç devlet bu memlekette adam tüccarlığına başladığı zaman altına avuç açanlar çok olur. F. R. Atay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük