sulamak
1sulamak — i 1) Toprak, bitki, hayvan vb.ne su vermek Babası çiçekleri suluyor ve öksürüyordu. P. Safa 2) Hayvana su vermek, suvarmak 3) argo Para ödemek, vermek, harcamak Sabah sabah beş milyon lirayı suladık …
2sawgarguluk — sulamak hakkı olan II, 256 …
3suwarmak — sulamak, suvarmak I, 498 …
4suwgarıgsak — sulamak dileğind e, azminde olan, II, 257 …
5suwgarmak — sulamak, su vermek. I I, 44, 188, 199, 255bkz: suwrarmak …
6SAKY — Sulamak. Su içirmek. * Bedende su toplamak …
7bostan dolabı — is. Sebze bahçesini sulamak için bir at bağlanarak diklemesine dönen kovalarla kuyudan su çıkarmaya yarayan dolap …
8gölet — is., hlk. 1) Birikinti suların sulamak amacıyla genellikle bir set ardında toplandığı küçük göl, gölcük, gölek, büvet, büğet 2) İçinde ham deri ıslatılan taş havuz …
9kanal — is., Fr. canal 1) Bazı bölgeleri sulamak, kurutmak amacıyla veya gemilerin işlemesine elverişli, insan eliyle açılmış su yolu Süveyş Kanalı. Panama Kanalı. 2) Telefon, telgraf, televizyon vb. araçlarla iletişimi sağlayan yol, hat 3) Tahtanın… …
10karık — 1. is., ğı 1) Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması 2) sf. Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz) 2. is., ğı, hlk. 1) Bağ ve bahçe sulamak için açılmış su yolu, ark 2) Bu arklar arasında kalan toprak parçası 3) Sabanla …