seslenmek
1seslenmek — nsz 1) Uzaktan bağırarak çağırmak, ünlemek Birkaç adım yürüdü, seslendi. Yusuf Bey, Yusuf Bey. S. Kocagöz 2) e Bir şey söylemek için sesini çıkarmak veya cevap vermek Kendisini kurtarmaları için ev sahiplerine seslenecek, işaret edecek oldu. M. Ş …
2seslenmek — çağırmak …
3hitap etmek — seslenmek, ... e karşı söylemek, söz yöneltmek Kötü konuşuyoruz, bilhassa tanımadıklarımıza hitap ederken tamamıyla kekeliyoruz. B. R. Eyuboğlu …
4çığırmak — seslenmek, çağırmak …
5NİDA' — Seslenmek, çağırmak, haykırmak, bağırmak. Ses vermek. * Gr: ünlem …
6ünlemek — seslenmek, çağırmak …
7niam — (A.) [ ﻢﻌﻥ ] nimetler. ♦ nida etmek seslenmek. ♦ nidâ eylemek seslenmek, duyurmak …
8abe — ünl., hlk. Özellikle Rumeli de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz …
9çağırmak — i 1) Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek Beyaz gömlekli zurnacısını çağırarak sandalyeye çıkardı. R. N. Güntekin 2) i, e Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek O akşam Orhan ı yemeğe çağırdı. T. Buğra 3) …
10çığırmak — i, hlk. 1) Çağırmak, seslenmek 2) Türkü söylemek Gazi Rahman gene türküler çığıracaktır, eski türküleri çığıracaktır. T. Buğra …