sarhoş etmek
1sarhoş etmek — alkol veya keyif verici madde sarhoş olmasına yol açmak …
2sarhoş — sf., Far. ser + ḫoş 1) Alkollü içki veya keyif verici bir madde sebebiyle kendini bilmeyecek durumda olan (kimse), esrik, mest, sermest, başı dumanlı, kafası iyi, kafası dumanlı, kafası kıyak 2) mec. Bir şeyden çok fazla mutluluk duyan Zafer… …
3aşk etmek — nsz, der Tokat atmak ... bir kenara çekmek ve meymenetsiz sarhoş suratına iki tokat aşk etmek istedi. R. H. Karay …
4berhava etmek — 1) havaya uçurmak 2) mec. bitirmek, yok etmek Gazetede okuduğu haber, adamın sarhoş neşesini berhava etti. A. İlhan …
5kafasını tütsülemek — sarhoş etmek Tekelin en keskin içkisi bizimkilerin kafasını tütsüledi. B. Felek …
6esürtmek — sarhoş etmek III, 427 eş, arkadaş I, 47, 458 …
7esritmek — i, esk. Sarhoş olmasına yol açmak, sarhoş etmek …
8dumanlamak — i 1) Dumanlı duruma getirmek 2) Dumana tutmak 3) mec. Sarhoş etmek Rıza bey, kafasını iyice dumanlamadan uduna uzanmazdı zaten. A. İlhan …
9keyif vermek — neşe vermek, sarhoş etmek Bize hakaret eden, bize utangaçlık yükleyen bu zincir şarkıları, düşmanın kulağına keyif verecektir. R. E. Ünaydın …
10kaldırmak — i 1) Bulunduğu yerden almak Örtüyü masanın üzerinden kaldır. 2) Yukarı doğru hareket ettirmek Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. S. F. Abasıyanık 3) Yükseltmek Duvarı bir metre daha kaldırmalı. 4) nsz Ürün toplamak, taşımak… …
- 1
- 2