-
1 намазать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > намазать
-
2 обмазывать
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > обмазывать
-
3 выдвигать
sürmek,çekmek; öne sürmek,ortaya atmak; terfi ettirmek* * *несов.; сов. - вы́двинуть1) sürmek; çekmekвыдвига́ть вперёд — ileri sürmek
вы́двинуть шкаф на середи́ну ко́мнаты — dolabı odanın ortasına çekmek
2) (ящик и т. п.) çekmek3) перен. ileri / öne sürmek, ortaya atmakвыдвига́ть предложе́ние — bir öneri ileri sürmek
выдвига́ть тео́рию — bir kuram ileri sürmek / ortaya atmak
выдвига́ть кандида́том — aday göstermek
выдвига́ть свою́ кандидату́ру — adaylığını koymak
4) ( повышать по службе) terfi ettirmek -
4 гнать
sürmek; kovmak; damıtmak* * *1) врз sürmekгнать ста́до — sürüyü sürmek
гнать зве́ря (на охоте) — av sürmek
гнать маши́ну — разг. arabayı hızla sürmek
гнать ло́шадь — разг. atı (hızla) koşturmak
2) ( выгонять) kovmak3) çekmek••гони́ де́ньги! — груб. uçlan / sökül parayı!
гони́ его́ в ше́ю! — прост. vur ense köküne, at dışarı!
го́нишь его́ в дверь - он ле́зет в окно́ — kapıdan kovsan bacadan düşer
-
5 вымазать
sürmek,sıvamak; bulamak* * *сов.1) sürmek; sıvamakвы́мазать дёгтем — katranlamak; katran sürmek
вы́мазать гли́ной — balçıklamak; balçıkla sıvamak
2) разг. ( испачкать) bulaştırmakвы́мазать в грязи́ — çamura bulaştırmak
-
6 вспахивать
-
7 длиться
-
8 запахивать
sürmek* * *I несов.; сов. - запаха́ть( вспахивать) sürmekII несов.; сов. - запахну́ть, в соч.запа́хивать пальто́ — paltosunun önünü kavuşturmak
-
9 вспахать
sürmekвспахать землю - yer sürmek -
10 продолжаться
sürmek, sürüp gitmek, devam etmekтак продолжа́лось до про́шлого го́да — geçen yıla dek durum böyle sürüp gitti
так бо́льше продолжа́ться не мо́жет — bu durum böyle süregidemez
-
11 водить
sürmek, dolaştırmak, gezdirmek, götürmekТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водить
-
12 наносить
sürmek, vurmakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > наносить
-
13 натереть
sürmek, ovmak, cilalamakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > натереть
-
14 размазывать
sürmek, yaymakТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > размазывать
-
15 вести
getirmek,götürmek; sürmek (araba),yönetmek (araba/uçak); gezdirmek; döşemek; gitmek (yol),çıkmak (yol); yol açmak,neden olmak; önde olmak; yönetmek; yürütmek,sürdürmek* * *1) getirmek; götürmekвести́ дете́й на прогулку — çocukları gezmeye götürmek
он ведёт сюда́ пять челове́к — ardına beş kişi takmış geliyor
куда́ ты нас ведёшь? — bizi nereye götürüyorsun?
вести́ ма́ссы за собо́й — yığınları peşinden sürüklemek
вести́ к побе́де — zafere götürmek
вести́ от побе́ды к побе́де — zaferden zafere koşturmak
2) sürmek; yönetmekвести́ маши́ну — arabayı sürmek / yönetmek
вести́ самолёт — uçağı yönetmek
3) gezdirmekвести́ утюго́м по тка́ни — ütüyü kumaşın üstünde gezdirmek
4) döşemekвести́ желе́зную дорогу — demiryolu döşemek
5) gitmek; açılmakдоро́га ведёт в лес — yol ormana gider / ulaştırır
у́лица ведёт к мо́рю — sokak denize çıkar
следы́ вели́ в лес — izin yönü ormanın içine gidiyordu
следы́ вели́ в... — перен. izler...a uzanıyordu
6) перен. yol açmak, neden olmak; vardırmakвести́ к во́йнам — savaşlara yol açmak
вести́ к непра́вильным вы́водам — sakat sonuçlara götürmek / neden olmak
7) önde olmak; önde götürmekвести́ го́нку — спорт. yarışı önde götürmek
"Дина́мо" ведёт со счётом 2-0 — Dinamo 2-0 öndedir
8) перен. yönetmekвести́ семина́р — semineri yönetmek
вести́ уро́ки хи́мии — kimya dersleri vermek
продолжа́ть вести́ уро́к — dersini sürdürmek
вести́ собра́ние — toplantıya başkanlık etmek
вести́ програ́мму (на телевидении) — programı sunmak
вести́ переда́чи на (радио) — yayın yapmak
9) yürütmek; sürdürmek; yapmakвести́ борьбу́ — savaşım / mücadele yürütmek / yapmak
вести́ войну́ — savaşı sürdürmek
вести́ перегово́ры — görüşmeler yapmak
вести́ перепи́ску — yazışmak
вести́ ого́нь — ateş etmek
вести́ приготовле́ния к чему-л. — bir şeye hazırlıklar yapmak
вести́ повседне́вную рабо́ту с ма́ссами — yığınlar arasında günlük çalışma yapmak / yürütmek
10) (протокол, дневник и т. п.) tutmak••вести́ мяч спорт. — top sürmek
вести́ жизнь, вести́ о́браз жи́зни — bir hayat sürmek
я к э́тому и веду́ (речь) — sözü oraya götürüyorum zaten
вести́ себя́ как... —... gibi davranmak
он вёл себя́ как шко́льник — okul öğrencisi gibi davrandı
-
16 покрывать
несов.; сов. - покры́ть1) örtmek; kaplamak ( обивать)покрыва́ть го́лову (платко́м) — başını örtmek
покрыва́ть дом / кры́шу черепи́цей — çatıyı kiremitle örtmek
стол, покры́тый стекло́м — üzeri camlı masa
2) sürmekпокрыва́ть кра́ской — boya sürmek, boyamak
покрыва́ть ла́ком — vernik sürmek, verniklemek
покрыва́ть глазу́рью — sır sürmek, sırlamak
3) kaplamakоблака́ покры́ли не́бо — bulutlar gökyüzünü kapladı
верши́на горы́ всегда́ покры́та сне́гом — dağın doruğu daima karla örtülü / kaplı
страна́ покры́та ты́сячами озёр — ülke sayısı binleri bulan göllerle kaplı
4) ( заглушать - о звуках) boğmak, bastırmak5) karşılamak; kapatmakпокрыва́ть расхо́ды — giderleri / masrafları karşılamak
покрыва́ть дефици́т — açığı kapatmak
покры́ть долг — borcu kapatmak
6) örtmekпокрыва́ть чью-л. вину́ — birinin kabahatini örtmek
7) ( расстояние) katetmek, almak8) карт. kesmek••э́то (по-пре́жнему) покры́то та́йной — bu sır altında kalıyor
соверши́в э́тот по́двиг, он покры́л себя́ неувяда́емой сла́вой — gösterdiği kahramanlık şanını ölümsüzleştirdi
-
17 влачить
sürüklemek; sürmek (yaşam)* * *1) ( волочить) sürüklemek2) перен. sürmekвлачи́ть жа́лкое существова́ние — sefil bir hayat sürmek
влачи́ть полуголо́дное существова́ние — yarı aç yarı tok sürünmek
-
18 двигать
çekmek,itmek; oynatmak,kımıldatmak; harekete getirmek; tahrik etmek; geliştirmek; ilerletmek* * *1) ( перемещать) çekmek; itmekдви́гай стол сюда́ — masayı buraya çek
2) ( делать движения) oynatmak, kımıldatmakдви́гать бровя́ми — kaşlarını oynatmak
3) тк. несов. ( приводить в движение) harekete getirmek, hareket ettirmekвода́ дви́гает турби́ны — su türbinleri hareket ettirir
4) перен. ( направлять) sürmekдви́нуть диви́зию на фронт — tümeni cepheye sürmek
дви́нуть (свою) пе́шку — шахм. erini / piyadesini sürmek
5) тк. несов., перен. ( побуждать) tahrik etmekе́ю дви́гало любопы́тство — onu tahrik eden tecessüstü
6) перен. ( развивать) geliştirmek, gelişmesine katkıda bulunmak, ilerletmek -
19 царить
saltanat sürmek; egemen olmak* * *1) уст.( царствовать) hüküm / saltanat sürmek2) перен. egemen olmak, hüküm sürmekв лесу́ цари́т тишина́ — ormanda sessizlik egemendir
в го́роде цари́ла пра́здничная атмосфе́ра — şehir bayram havası içindeydi
-
20 властвовать
hâkim olmak,hüküm sürmek,hükmetmek,yönetmek* * *hakim olmak, hüküm sürmek, hükmetmek ( господствовать); yönetmek ( управлять)••поли́тика "разделя́й и вла́ствуй" — "böl ve yönet" politikası
См. также в других словарях:
sürmek — sürmek, kovmak, sürgün etmek; devam etmek II, 7, 39, 51, 90,177; III, 217bkz: sar ılmak, sarmak, sermek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sürmek — i, e, er 1) Yönetip yürütmek, sevk etmek 2) Devam etmek Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. Anayasa 3) Önüne katıp götürmek Koyunları sürmek. 4) Uzatmak, ileri doğru itmek Kahveyi ısıtıyor, suyu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürmek — toprağı işlemek bir koku dökünmek … Beypazari ağzindan sözcükler
hüküm sürmek — 1) işbaşında olmak Kral otuz yıl hüküm sürdü. 2) yaygın olmak Hüküm süren kanaat. 3) etki, hız vb. sürmek, devam etmek O yükseklerde fırtına, kar, tipi hüküm sürmekteydi. N. Nâzım … Çağatay Osmanlı Sözlük
kına (veya kınalar) yakmak (veya koymak veya sürmek veya vurmak veya yakınmak veya yakılmak) — 1) kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu. R. H. Karay 2) mec. birinin uğradığı kötü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaprazda sürmek — sp. çapraza alınan hasmı geriye doğru hızla sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
leke sürmek — birine onurunu sarsacak biçimde iftirada bulunmak, suç yüklemek, lekelemek Annemi kıskanıyor, bana leke sürmek istiyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
öne sürmek — 1) birini ilk önce harekete geçmesi için önermek 2) ileri sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boy almak (veya sürmek) — boyu uzamak, boylanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezve sürmek — kahveyi pişirmek için cezveyi ateşe koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düven sürmek (veya dövmek) — düvenle ekinlerin tanelerini başaklarından çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük