konuşkan
1konuşkan — sf. Konuşmayı, lakırtıyı seven, çok konuşan …
2TEFVİYE — Konuşkan olmak …
3Ali Yigit — (* 2. August 1965 in Istanbul) ist ein türkischstämmiger Fernseh und Hörfunkmoderator aus Berlin. 1973 kam er als Kind nach Berlin und hat dort Sozialpädagogik studiert. Neben seinen Tätigkeiten als Sozialpädagoge war Ali Yigit von 1985 bis 1999… …
4buğday benizli — sf. Açık esmer renkli Kısaca boylu, buğday benizli, güler yüzlü, konuşkan bir adam. M. Ş. Esendal …
5çok sözlü — sf. Tatlı dilli, konuşkan Döktüğün dillere bittim, seni çok sözlü seni! / Ayda âlemde bir olsun aramazsın Köse ni. M. A. Ersoy …
6dilbaz — 1. sf., Türkçe dil + Far. bāz 1) Güzel söz söyleyen, konuşkan 2) Konuşmasıyla kandıran Benli küheylan çok yaman, çok dilbaz, çok dessas bir karı. O. C. Kaygılı 2. sf., esk., Far. dilbāz Gönül çeken, şuh …
7dilli — sf. 1) Dili olan 2) Konuşkan, sürekli ve tatlı konuşan Daha çok küçük, dört yaşında bile yok. Öyle dilli ki kimseye, laf bırakmıyordu. O. Rifat 3) Dedikoducu, ileri geri konuşan Benim işim yok senin o dilli kardeşlerinin arasında. N. Cumalı… …
8geçkin — sf. 1) İhtiyarlamaya yüz tutmuş, yaşlanmış Cemile geçkin, kısa boylu, tombul, konuşkan bir kızdır. N. Cumalı 2) Geçmiş Sanki otuzunu geçkin kadın o değil! M. Yesari 3) Gereğinden çok olgun veya solmaya başlamış (bitki) Geçkin bir karpuz …
9kavunsu — sf. Kavunu andıran, kavuna benzeyen, kavun gibi, kavunumsu Uzun boylu, biraz kavunsu kafalı, ufak burunlu, konuşkan bir adammış. M. Ş. Esendal …
10konuşkanlık — is., ğı Konuşkan olma özelliği …
- 1
- 2