kapılmak
61ümit — is., di, Far. umīd, ummīd Umma, beklenti, umut Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım. A. Gündüz Birleşik Sözler ümit dünyası ümit kapısı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ümit bağlamak ümit bırakmak ümit etmek …
62vect — is., cdi, esk., Ar. vecd Sevgi veya heyecandan doğan coşkunluk, kendinden geçme, esrime Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vecde gelmek vecde kapılmak …
63vehmetmek — nsz, der, Ar. vehm + T. etmek Yersiz korkuya, kuşkuya düşmek, kuruntuya kapılmak, evhamlanmak Kollarını ... çaprazvari bağlamış, beyaz ve biraz büyücek elleri, futbolla gittikçe büyür vehmettiği pazılarını yokluyor gibi. Ö. Seyfettin …
64yeis — is., Ar. yeˀs Umutsuzluktan doğan karamsarlık, üzüntü Seni bu derece derin bir ıstıraba, karanlık bir yeise düşüren şey nedir? H. C. Yalçın Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yeis duymak yeise bürünmek yeise kapılmak …
65zehap — is., bı, esk., Ar. ẕehāb Sanma, sanı, zannetme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller zehaba kapılmak zehapta bulunmak …
66boncuk gibi — küçücük (göz) Havadaki heyecana kapılmak şöyle dursun hatta uykusu gelmiş, gözleri boncuk gibi küçülmüş. R. N. Güntekin …
67bozuntuya uğramak — şaşkınlığa kapılmak …
68itidalini kaybetmek — aşırılığa kapılmak soğukkanlılığını yitirmek …
69karamsar olmak — kötümserliğe kapılmak, bedbin olmak İşsiz geçirdiği her gün biraz daha karamsar oldu. N. Cumalı …
70kendinden geçmek — 1) bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak Gözlerini tezgâhın arkasındaki bir kapıya dikmiş ve kendinden geçmiş gibiydi. S. F. Abasıyanık 2) bir şey karşısında coşkuya kapılmak, duygulanmak Oturduğu şiltenin üstünde ayağa kalkıyor;… …