kanamak
1kanamak — kanamak, kan gelmek, kan almak II, 323; III, 263, 273bkz: kan ımak …
2kanamak — nsz 1) Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek, kan kaybetmek 2) mec. Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kanayan yara olmak …
3kanamak — kan akmak …
4yüreği kanamak — aşırı üzüntüden sarsılmak Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …
5kan gelmek — kanamak …
6kanımak — kanamak III, 274bkz: kanamak …
7kanama — is. Kanamak işi, nezif Burun kanaması, diş kırılması, ötede beride ufak tefek sıyrıklar ve şişler. R. N. Güntekin Birleşik Sözler beyin kanaması …
8yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… …
9tamurmak — (burun) kanamak, damlamak. II, 85bkz: yamurmak …
10yamurmak — damlamak; kanamak. II, 85bkz: tamurmak tomruk yapmak, kesrnek, III, 69bkz: tomurmak, yemürmek yençimek ısırmak, kötüleîmek III, 303bkz: tençmek, yençmek, yunç ımak …
- 1
- 2