kızdırmak
1kızdırmak — i 1) Kızmasına neden olmak, kızmasını sağlamak 2) Isıtmak 3) mec. Öfkelenmesine neden olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın? H. R. Gürpınar …
2yüz kızdırmak — utanmayı göze almak …
3yüzünü kızartmak (veya kızdırmak) — onuruna, gururuna önem vermeden bir şey istemek, utançla, utanarak istemek Fakat ben boş ümitle insan avutmanın faydasından ziyade zararına inandığım için çok kere yüzümü kızdırır, açıkça mümkün değil derim. R. N. Güntekin …
4bunatmak — kızdırmak …
5bus bus bunaltmak — kızdırmak …
6kızıtmak — kızdırmak, sıcaklandırmak …
7kafçıtmak — kızdırmak. II, 329bkz: kawçımak …
8kakıtmak — kızdırmak, canını sıktırmak II,308 …
9SECR — Kızdırmak. * Doldurmak. * İnleyerek çağırmak …
10cinlendirmek — i Hafifçe kızdırmak, sinirlendirmek Çok koşuşturuyorum, az yazıyorum diye kızardı, bir şeylere kızar beni de cinlendirirdi. N. Meriç …