iç sürtünme
1sürtünme — is. 1) Sürtünmek işi 2) fiz. Yüzeyleri birbirinin üstüne gelerek biri veya her ikisi ötekine göre ters doğrultuda kayan iki cismin durumu, delk Sürtünme, kinetik enerjinin bir bölümünü ısıl enerjiye çevirdiğinden motorun verimini azaltır …
2façuna etmek — sürtünme veya hava olaylarından korumak amacıyla halatı ince iple sarmak …
3İMTİRAS — Sürtünme, kaşınma …
4sürtünmesiz — zf. Sürtünme olmaksızın, sürtünme olmadan Nesnelerin böylesi bir hızla, sürtünmesiz kayıp gideceklerini getirmezdim usuma hiç. L. Erbil …
5akan yıldız — is., gök b. Güneş sistemi içinde hareket ederken dünya atmosferinin üst katmanlarına girip sürtünme sonucu ateş külçesi durumuna dönüşen küçük nesne, ağma, şahap …
6balata — is., Alm. Balata 1) Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme kat sayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan madde 2) Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki alet …
7bilye — is., İt. biglia 1) Çocukların oynamak için kullandığı taş, maden, toprak, cam vb.nden yapılmış küçük yuvarlak nesne, misket, zıpzıp 2) Motorlu taşıtlarda dönme veya sürtünme etkilerini azaltmak, aşınmayı ve enerji yitimini önlemek için… …
8delk — is., esk., Ar. delk 1) Ovma, ovuşturma 2) fiz. Sürtünme …
9kibrit — is., Ar. kibrīt 1) Bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası Arada bir parlayıp sönen kibrit ışıklarında bağıra bağıra sövüp sayan erkekler... R. N. Güntekin 2) İçinde bu parçaları bulunduran küçük kutu… …
10sürtünüş — is. Sürtünme işi veya biçimi …