-
1 о
Iоб, обо - предлог1) ( относительно) hakkında; için; üzerineле́кция о ко́смосе — uzay hakkında / üzerine / konulu bir konferans
о тебе́ он ничего́ не сказа́л — senin hakkında / için bir şey demedi
зако́н о земле́ — toprak kanunu
вопро́с о вла́сти — iktidar sorunu
об э́том не говори́ли / не говори́лось — bundan söz edilmedi
2) (указывает на соприкосновение и т. п.)...(y)aII межд.уда́риться о сте́ну — duvara çarpmak
o, oh, hey! -
2 понятие
с1) филос. kavramпоня́тие приба́вочной сто́имости — artı-değer kavramı
его́ поня́тие о со́вести — onun namus anlayışı
по ны́нешним поня́тиям — bugünün anlayışlarına / telakkilerine göre
дава́ть поня́тие о чём-л. — bir şey hakkında fikir vermek
име́ть чёткое поня́тие о чём-л. — bir şey hakkında / üzerine açık-seçik bir düşüncesi / fikri olmak
••поня́тия не име́ю — hiç haberim yok
-
3 гадость
çirkef,pislik* * *ж, разг.çirkef; pis(вы́)брось э́ту га́дость! — bırak şu çirkefi!
••говори́ть га́дости о ком-л. — biri hakkında pis şeyler söylemek
-
4 жалоба
yakınma,şikâyet* * *ж1) yakınma; şikayet; şikayet dilekçesiпода́ть жа́лобу на кого-л. — biri hakkında şikayet dilekçesi vermek
жа́лобы на одино́чество — yalnızlıktan yakınmalar
2) офиц. şikayetnameпи́сьма с жа́лобами чита́телей (газеты и т. п.) — okurlardan gelen / alınan şikayet mektupları
-
5 наслышаться
-
6 насчёт
-
7 ознакомляться
несов.; сов. - ознако́митьсяbilgi edinmek / almak; fikir edinmek ( получать представление)ознакоми́ться с обстано́вкой — durum hakkında bilgi edinmek
-
8 относительно
1) нареч. nispeten, göreceмо́ре бы́ло относи́тельно споко́йно — deniz nispeten sakindi
относи́тельно высо́кий у́ровень разви́тия — görece yüksek bir gelişim düzeyi
-
9 повод
I м( у лошади) dizginотда́ть пово́дья — dizginleri gevşetmek
••II мбыть на по́воду́ у кого-л. — yuları birinin elinde olmak
( обстоятельство) sebep (-bi); vesile, münasebetиска́ть по́вод для ссо́ры — kavga çıkarmak için sebep aramak
бу́дет по́вод вы́пить — içmeye vesile olur
по любо́му по́воду — her vesile ile, her münasebetle
••по по́воду чего-л. — hakkında, hususunda, üstüne
-
10 познавать
несов.; сов. - позна́ть1) kavramak, bilgi edinmek, öğrenmek; tanımakглубоко́ позна́ть жизнь — hayatı derinlemesine kavramak
познава́ть зако́ны приро́ды — doğa yasaları hakkında bilgi edinmek, doğa yasalarını öğrenmek
позна́ть любо́вь к родно́й земле́ — vatan toprağına olan sevgiyi tanımak
2) tatmakпозна́ть сча́стье — mutluluğu tatmak
-
11 представление
с1) ( предъявление) sunma; gösterme, ibraz2) театр. temsilтеатра́льное представле́ние — tiyatro temsili
дневно́е представле́ние — matine
дава́ть представле́ние о чём-л. — bir şey hakkında fikir vermek
соста́вить себе́ представле́ние о чём-л. — bir şey üzerine fikir edinmek
име́ть сму́тное представле́ние о чём-л. — bir şey üzerine muğlak bir düşüncesi / fikri olmak
по ны́нешним представле́ниям — bugünün telakkilerine göre
госпо́дствующее представле́ние о мора́ли — egemen ahlak anlayışı
4) филос., психол. tasarım -
12 про
1) ( относительно) üstüne, hakkında, içinговори́ть про друзе́й — dostlarından söz etmek
про тебя́ он ничего́ не сказа́л — senin için bir şey demedi
2) разг. ( для) için••про себя́ — içinden
я про себя́ возрази́л — içimden itiraz ettim
чита́ть про себя́ — içinden okumak
-
13 характеристика
niteleme; referans; karakteristik* * *ж1) ( описание отличительных свойств) nitelemeа́втор даёт характери́стику той эпо́хи — yazar o çağın ayırıcı niteliklerini betimler
2) ( официальный документ) referans, iyi hizmet belgesiхарактери́стика с ме́ста рабо́ты — çalıştığı yerden iyi hizmet belgesi
ему́ да́ли положи́тельную (служе́бную) характери́стику — onun hakkında olumlu sicil verildi
3) мат. karakteristik (-ği) -
14 хранить
saklamak,muhafaza etmek; yaşatmak; korumak* * *1) врз saklamak, muhafaza etmek, tutmakхрани́ть мя́со в холоди́льнике — eti buzdolabında saklamak / tutmak
храни́ть та́йну — sır saklamak / tutmak
храни́ть что-л. в та́йне — gizli tutmak
я до сих пор храню́ э́то письмо́ — bu mektubu halâ saklarım
храни́ть что-л. в па́мяти — bir şeyi unutmamak
храни́ть па́мять о ком-чём-л. — birinin, bir şeyin anısını yaşatmak
2) uymak; yaşatmakхрани́ть тради́ции — gelenekleri yaşatmak
храни́ть кля́тву — yeminini tutmak / bozmamak
3) (охранять, оберегать кого-что-л.) korumak••об э́том он храни́т молча́ние — bunun hakkında ketumiyetini muhafaza ediyor
См. также в других словарях:
hakkında — zf. İlgili olarak, üzerine Kocasının sağlığı hakkında bilgi istiyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
Mustafa Hakkında Herşey — Infobox Film name = Mustafa Hakkında Herşey (Everything About Mustafa) image size = caption = Film poster director = Çağan Irmak producer = Faruk Aksoy writer = Çağan Irmak narrator = starring = Fikret Kuşkan Nejat İşler Başak Köklükaya Şerif… … Wikipedia
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun — Mustafa Kemal Atatürk Das Gesetz Nr. 5816 über strafbare Handlungen gegen Atatürk (türk. Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun) vom 25. Juli 1951 stellt in der Türkei das Andenken an den Staatsgründer Mustafa Kemal Atatürk unter… … Deutsch Wikipedia
iyi gözle bakmamak — hakkında iyi düşünmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lakırtısını etmek — hakkında konuşmak Köylü ile Gülsüm, çocukları o kadar eğlendirmişti ki sofrada hep onların lakırtısını ediyorlar, durmadan gülüyorlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
dile (veya dillere) düşmek — hakkında dedikodu yapılmak Yâr adını desem olmaz / Düşer dillere dillere. Erzurumlu Emrah … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz yok! — hakkında hiçbir şey söylenilemez Bizim kibarlığımıza söz yok ama veresiye deyince dayanamam. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
HADÎS-İ SAHÎH — Hakkında şüphe edilemiyen ve doğru senetlere ve râvilere isnad edilerek müsbet olarak kat i bilinen hadis i nebevidir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KIYAS-I FUKAHA — Hakkında açıkça âyet ve hadis bulunmayan mes elelere dâir; ilim ve irfanda allâme ve mütebahhir, ilmi ile amelde ve Sünnet i Seniyyeye ittiba ve imtisalde, ibadet ve taatta, takva ve verada, züht, azimet ve riyazetle, terakki ve taâli eden… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LEH (LEHU) — Hakkında, onun için, onun faydasına veya zararına … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHLUF-ÜN ALEYH — Hakkında yemin edilen husus … Yeni Lügat Türkçe Sözlük