hızla vurmak

  • 1vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 2tokat aşk eylemek — hızla vurmak …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 3tokat aşk etmek — hızla vurmak Sandalyeyi elinden alıp iki tokat aşk etti. S. F. Abasıyanık …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 4indirmek — i 1) Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak Zeynep i o sel yatağından, yağdan kıl çeker gibi indirdi. Y. Kemal 2) Bir taşıt veya binek hayvanından aşağıya almak 3) Fiyatını azaltmak, düşürmek 4) Hızla vurmak Genç… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 5yapıştırmak — i, e 1) Yapışmasını sağlamak Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. F. R. Atay 2) Yaklaştırmak, birbirine dayamak Telefonu iyice kulağına yapıştırıyor. A. İlhan 3) i, mec. Hızla vurmak Tokadı yapıştırdı. 4) …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 6çarpmak — e, ar 1) Hızla değmek, vurmak Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmek Güneş çarpmak. Kömür çarpmak. 3) i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak Yeşildirek te …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 7düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 8inmek — den, er 1) Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek, çıkmak karşıtı 2) Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. P. Safa 3) Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 9kamçılamak — i 1) Kamçı ile vurmak 2) Yağmur, kar, rüzgâr hızla çarpmak İlk ışıkla yanaklarını kamçılayan soğuğa rağmen başımı çıkardım, yaklaştığımız Ankara ya baktım. H. E. Adıvar 3) mec. Etkinliğini artırmak, hızlandırmak Solgun ve buruşuk ruhlarımız ona… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 10püskürmek — i 1) Ağzında bulunan bir sıvı veya toz durumundaki bir şeyi hızla savurtarak dışarı çıkarmak 2) nsz Yanardağ lav çıkarmak, indifa etmek 3) nsz, mec. Öfkeyi aniden dışarı vurmak Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan hâliyle… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük