gizli(ce)
1gizli — 1. sif. Başqası, ya başqaları üçün sirr olan, onlardan gizlədilən, çoxlarına bəlli olmayan, bilinməz olan, məlum olmayan. Gizli müqavilə. // Məxfi. Gizli məktub. Gizli sənəd. Gizli qalmaq – heç kəsə məlum olmamaq bildirilməmək. Qalmasın sözlərin… …
2gizli — sf. 1) Görünmez, belli olmaz bir durumda olan, edimsel karşıtı Gizli kapı. Gizli çekmece. 2) Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan, mahrem, mestur İki komutan arasında o gün gizli bir anlaşma yapıldığı söylentisi çıkmıştı. H. Taner 3) …
3gizli oy — is. Bir işlemin herhangi bir kurulun oyuna bağlı olması durumunda oy verecek olanların oylarını gizli olarak vermeleri yöntemi …
4gižli — gižlùs, gižli̇̀ bdv. Gižlùs vai̇̃kas …
5gizli kapaklı — sf. 1) Başkalarına duyurulmayan, kimseye haber verilmeyerek yapılan (iş) Bizim gizli kapaklı işimiz yok. 2) Açık, anlaşılır olmayan (söz, konuşma) Savcı, Kâmil Bey in gizli kapaklı izahatından sonra elini kaldırdı... A. Gündüz …
6gizli celse — is., huk. Gizli duruşma …
7gizli cemiyet — is. Gizli örgüt, illegal kurulmuş cemiyet …
8gizli din — is., din b. İnanılan kurallarının hiç kimseye açıklanmadığı, sır gibi saklanan din Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gizli din taşımak …
9gizli duruşma — is., huk. Adliyede, sadece izinli veya görevli olanların katılabildiği, kamuya kapalı duruşma, gizli celse …
10gizli oturum — is. Genellikle ilgililerden başkasının katılmasına, dinlemesine izin verilmeyen toplantı Konu, Meclis in bir gizli oturumunda ele alınmıştı. T. Buğra …