gerilemek
1gerilemek — nsz 1) Geri çekilmek, geriye çekilmek Dürdane gerileyip baktı, kurnaz bir kahkaha ile göğsü oynadı. M. Yesari 2) Daha aşağı bir dereceye düşmek 3) Hastalık, gelişmeksizin yok olmaya yüz tutmak 4) mec. Bir tepki karşısında katı sayılan bir… …
2ricat etmek — gerilemek, geri çekilmek …
3tedenni etmek — gerilemek, düşmek …
4TEREDDİ — Gerilemek. Soysuzlaşmak. Aşağı düşmek. * Şal ve örtü örtünmek …
5fosilleşmek — nsz 1) Fosil durumuna gelmek, taşıllaşmak 2) mec. Gerilemek, köhneleşmek …
6gerileme — is. 1) Gerilemek işi 2) biy. Bir dokunun, bir organın bir evrim geçirmesi veya bir yapının basitleşmesi 3) man. Sonuçlardan ilkelere, etkilerden sebeplere ve birleşiklerden yalınçlara doğru usa vurma işlemi 4) ruh b. Kavrama yeteneğinin giderek… …
7soysuzlaşmak — nsz 1) Biyolojik, toplumsal, doğal bozulmaya, dağılmaya uğramak, tefessüh etmek 2) Yaşama biçimi ve görevlerinde gerilemek, bozulmak, yozlaşmak, tefessüh etmek …
8sönmek — nsz, er 1) Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. T. Buğra 2) Parlaklığını, ışığını yitirmek 3) Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek Balon söndü. 4) jeol.… …
9inhitat etmek — çökmek, gerilemek …
10tedennî — (A.) [ ﯽﻥﺪﺕ ] gerileme, alçalma, düşüş. ♦ tedennî etmek gerilemek, alçalmak …