fırtına
1fırtına — is., İt. fortuna 1) Rüzgâr çizelgesinde hızı 34 40 deniz mili olan ve kuvveti 8 ile gösterilen, yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr 2) Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden… …
2fırtına — is. 1. Güclü küləklə dənizin şiddətlə dalğalanması; qasırğa, tufan. Dənizdə fırtına var. – Elə bu vaxt fırtına; Daha da bərk gurladı. İ. Səfərli. Sakit görünsə də çox zaman dəniz; Orda çovğun da var, fırtına da var. H. Arif. // Fırtınalı hava. Bu …
3fırtına gibi — 1) hızla, birdenbire Fırtına gibi geldi gitti. 2) aceleci Fırtına gibi adam …
4fırtına kopmak (veya patlamak) — 1) şiddetli fırtına çıkmak Fırtına kopmadan epey önce köpek balıkları açık denizlere kaçarlar. Halikarnas Balıkçısı 2) mec. bir yerde kavga ve gürültü çıkmak …
5fırtına uğrağı — is. Fırtınanın çok olduğu yer Kazamız pek öyle fırtına uğrağı bir yer değildir. R. N. Güntekin …
6FIRTINA — Şiddetli rüzgârla denizin dalgalanıp karışması. * Rüzgârın çok şiddetli esmesi …
7fırtına kuşu — is., hay. b. Perde ayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, deniz ördeği (Thalassidroma pelagica) …
8fırtına kuşugiller — is., ç., hay. b. Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya …
9fırtına çıkmak — sert rüzgâr esmeye başlamak …
10T-155 Fırtına — T 155 Fırtına. Un T 155 Fırtına;sistema de artillería autopropulsada, en una parada militar.[1] …