denize
1Denize — De*nize (d[ e]*n[imac]z ), v. t. To make a denizen; to confer the rights of citizenship upon; to naturalize. [Obs.] [1913 Webster] There was a private act made for denizing the children of Richard Hills. Strype. [1913 Webster] …
2denize açılmak — kıyıdan çok uzaklaşmak Denize açıldıktan beş on gün sonra iki ciddi fırtına ile karşılaştım. Halikarnas Balıkçısı …
3denize dökmek — düşmanı denize kadar sürüp yok etmek …
4denize — /danayz/ To make a man a denizen or citizen …
5denize — /danayz/ To make a man a denizen or citizen …
6denize — To effect a denization. See denization …
7denize — transitive verb ( ed/ ing/ s) Etymology: probably by alteration (influence of ize) obsolete : denizen …
8denize çıkmak — gezi veya av için kıyıdan ayrılmak …
9denize düşen yılana sarılır — güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır anlamında kullanılan bir söz …
10denize indirmek — genellikle yeni yapılan bir aracı kızaklar yardımıyla karadan suya salıvermek …