bilemek
1bilemek — bilemek, II. 260, 325; II I, 270, 272 …
2bilemek — i 1) Kesici aletlerin ağzını çark, zımpara, eğe, bileği taşı vb.nde keskinleştirmek, keskin duruma getirmek 2) mec. Güçlendirmek, etkisini artırmak …
3diş bilemek — (birine) kötülük yapmak için fırsat beklemek, hıncını gösterir bir durum almak İşlerinden uzaklaştırılanlara gelince onlar Bahadır a fena hâlde diş bilemekte idiler. H. Taner …
4iyelemek — bilemek …
5kikmek — bilemek, bir şeyi bir şey üzerine sürtmek II, 293 …
6yanumak — bilemek, el üzerlnde kılağılamak III, 91 …
7bileği — is. Kesici araçları bilemek için kullanılan alet Birleşik Sözler bileği taşı …
8bileme — is. Bilemek işi Gönül, daha birçoklarının bu enstitüde kabiliyetlerini bilemesini istiyor. H. Taner …
9bileyivermek — i Çabucak bilemek …
10diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… …
- 1
- 2