başına vurmak
1başına vurmak — 1) içki, gaz veya sıcak baş ağrısı yapmak 2) dayanamaz olmak Bekârlık başına vurdu. 3) ne yapacağını bilemez hâle gelmek Bu harp başına vurdu galiba, sapıtmışsın sen. R. Erduran …
2vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… …
3başına geçirmek — 1) başına giymek Şapkasını başına geçirdi. 2) bir şeyi öfke ile birisinin başına vurmak Şimdi tencereyi başına geçiririm! …
4baharı başına vurmak — alay gençliğin verdiği coşkuyla gereksiz veya aşırı davranışta bulunmak …
5harı başına vurmak — 1) çok kızmak 2) azmak, kendini tutamayacak duruma gelmek …
6afyonu başına vurmak — aşırı davranışlarda bulunacak kadar öfkelenmek, ne yaptığını bilememek …
7ateşi başına vurmak — çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak …
8kafasına vurmak — başına vurmak …
9öfkesi başına sıçramak (veya çıkmak veya vurmak) — çok öfkelenmek …
10baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …