-
1 многозначительно
-
2 симптоматичный
anlamlı, manidar -
3 выразительно
anlatımlı / ifadeli biçimde; belagatle ( красноречиво), anlamlı anlamlı ( многозначительно) -
4 многозначительный
-
5 однозначный
1) anlamdaşоднозна́чные выраже́ния — anlamdaş deyimler
2) ( имеющий только одно значение) tek anlamlıна э́тот вопро́с не мо́жет быть однозна́чного отве́та — bu soruya tek anlamlı bir yanıt verilemez
-
6 least significant difference test
= LSD testFrench\ \ test de plus petite différence significativeGerman\ \ GrenzdifferenztestDutch\ \ toets op het minst significante verschilItalian\ \ test di minima differenza significativaSpanish\ \ prueba de menor diferencia significativaCatalan\ \ prova de diferència significativa més petita; test de diferència significative més petitaPortuguese\ \ teste da diferença menos significativaRomanian\ \ -Danish\ \ -Norwegian\ \ -Swedish\ \ LSD-testGreek\ \ λιγότερη σημαντική δοκιμή διαφοράςFinnish\ \ vähiten merkitsevän erotuksentesti; LSD-testiHungarian\ \ legkisebb szignifikáns különbség próbaTurkish\ \ en az anlamlı fark sınaması; en az anlamlı fark testiEstonian\ \ vähima olulise vahe testLithuanian\ \ mažiausiojo reikšmingo skirtumo kriterijus; LSD kriterijusSlovenian\ \ test najmanjše znančilne razlike; preizskus najmanjše znančilne razlikePolish\ \ test najmniejszej istotnej różnicyRussian\ \ тест наименее значимого различияUkrainian\ \ Тест найменш значної відмінностіSerbian\ \ -Icelandic\ \ minnsti marktækur munurEuskara\ \ gutxienez esanguratsua aldea probaFarsi\ \ -Persian-Farsi\ \ کمترين تفاوت معنيدارArabic\ \ اختبار اقل الفروق المعنويةAfrikaans\ \ kleinstebetekenisvolleverskil-toetsChinese\ \ 最 小 显 著 性 差 异 检 验Korean\ \ 최소유의차검정[검증] -
7 антоним
-
8 близкий
yakın* * *врзбли́зкий друг — yakın dost
бли́зкие ему́ лю́ди — yakınları
слова́, бли́зкие по значе́нию — yakın anlamlı kelimeler
вы́вод, бли́зкий к и́стине — gerçeğe yakın bir sonuç
призы́в, бли́зкий ка́ждому челове́ку — her insanı yakından ilgilendiren bir çağrı
в усло́виях, бли́зких к земны́м — dünya şartlarına benzer şartlar içinde
они́ бы́ли о́чень близки́ — aralarında pek sıkı ilişkiler vardı
она́ была́ близка́ к о́бмороку — bayılacak hale gelmişti
послы́шался бли́зкий вы́стрел — yakından bir silah sesi geldi
зна́я о его́ бли́зком отъе́зде... — yakında gideceğini bilerek...
доро́га туда́ не бли́зкая — oranın yolu kısa değil
-
9 выразительность
жanlatım / ifade gücü; anlatımlı / ifadeli oluş; anlamlı oluş ( многозначительность) -
10 выразительный
anlatımlı; ifadeli; anlamlı ( многозначительный)вырази́тельная игра́ актёра — aktörün ifadeli oyunu
-
11 двусмысленность
-
12 двусмысленный
-
13 красноречивый
-
14 экивоки
мн.(экиво́к) ед., м, разг. ( двусмысленный намёк) iki anlamlı kinayeler -
15 Tukey's test
= Tukey statistic; honestly significant difference test; HSD-testFrench\ \ coefficient de Tukey; test de Tukey; test HSDGerman\ \ Tukey-Test; Tukey-StatistikDutch\ \ toetsingsgrootheid van TukeyItalian\ \ statistica di Tukey; test Tukey; test di TukeySpanish\ \ estadístico de TukeyCatalan\ \ prova de Tukey; test de Tukey; estadístic de Tukey; prova de la diferència honestament significativa; prova DHS o HSDPortuguese\ \ teste de Tukey (de comparações múltiplas); estatística de Tukey; teste HSDRomanian\ \ testul TukeyDanish\ \ Tukeys testNorwegian\ \ Tukeys testSwedish\ \ Tuckey testGreek\ \ δοκιμασία Tukey του; Tukey στατιστικό; ειλικρινά σημαντική δοκιμασία διαφοράFinnish\ \ Tukeyn tunnusluku; Tukeyn testiHungarian\ \ Tukey-statisztika; Tukey-próbaTurkish\ \ Tukey istatistiği; Tukey sınaması; Tukey testi; gerçekten anlamlı fark testi; HSD veya GERAF testiEstonian\ \ Tukey statistik; Tukey testLithuanian\ \ Tukey statistika kriterijus; Tjukio statistika kriterijusSlovenian\ \ Tukeyev test; Tukeyev preizskusPolish\ \ statystyka TukeyaRussian\ \ тест Таки; статистика Таки; критерий действительно значимого различияUkrainian\ \ -Serbian\ \ -Icelandic\ \ Tukey prófEuskara\ \ Tukey-ren testFarsi\ \ amareye Tukey; azmoone TukeyPersian-Farsi\ \ تفاضل معنيدار صديقArabic\ \ اختبار توكي ، احصاءة توكي ، اختبار HSD لتوكيAfrikaans\ \ Tukey-statistiek; Tukey-toetsChinese\ \ 图 基 统 计 量Korean\ \ 튜키 통계량
См. также в других словарях:
anlamlı — sf. 1) Anlamı olan, manalı 2) mec. Bir şey demek isteyen, düşündürücü, manidar Birleşik Sözler çok anlamlı eş anlamlı iki anlamlı ikiz anlamlı karşıt anlamlı tek anlamlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
eş anlamlı — sf., dbl. Anlamları aynı veya birbirine çok yakın olan (kelimeler), anlamdaş, müradif, müteradif, sinonim Muşmula ile beşbıyık eş anlamlı kelimelerdir … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşıt anlamlı — sf. Anlamları birbirinin karşıtı olan (söz), zıt anlamlı: Aşağı yukarı, ileri geri, siyah beyaz, dar geniş, büyük küçük gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zıt anlamlı — sf. Karşıt anlamlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok anlamlı — sf., dbl. Çok anlamlılıkla ilgili olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki anlamlı — sf. 1) İki anlama gelen 2) fel. İkircil … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikiz anlamlı — sf., man. İkizli … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek anlamlı — sf., db. Tek anlamı olan (kelime veya kavram) … Çağatay Osmanlı Sözlük
yakın anlamlı — sf. Anlamları arasındaki ayrım çok az olan (kelimeler) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelime oyunu — is. 1) Sözlerin çok anlamlı olmasından veya benzerliklerinden yararlanarak yapılan nükte veya aykırı anlamlandırma 2) İki veya daha çok kişinin her defasında bir harf ekleyerek anlamlı kelime oluşturma oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz kaş süzmek — dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak Anlamlı anlamlı birbirine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine ye uzun uzun bakıyorlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük