aşındırmak
1aşındırmak — i 1) Aşınma işine uğratmak 2) mec. Bir yere çok gidip gelmek Mahkeme kapılarını aşındırdı. 3) kim. Cisimlerin aşınmasına yol açmak …
2eşiğini aşındırmak — işini yaptırmak için bir yere çok gidip gelmek …
3kapısını aşındırmak — (birinin) yanına çok sık gitmek …
4gide gele yola aşındırmak — kız istemeye çok gidip gelmek …
5aşındırma — is. Aşındırmak işi …
6eğelemek — i Eğe ile düzleştirmek, aşındırmak …
7eşik — is., ği 1) Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. T. Buğra 2) Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de… …
8kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… …
9kemirmek — i 1) Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak Küçük bir fare bir şeyler kemiriyor. S. F. Abasıyanık 2) Aşındırmak, yemek Demiri pas kemiriyor. 3) mec. Bir şeyin içine işleyerek onu harap etmek İşte birkaç zamandır beynimi kemiren şüphe: Ben… …
10üzmek — i, er 1) Üzüntü vermek Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. Halikarnas Balıkçısı …
- 1
- 2