açık yürekli
1açık yürekli — sf. Düşündüğünü olduğu gibi söyleyen, içi temiz, gizli yönü olmayan (kimse), samimi, açık kalpli …
2yürekli — sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… …
3açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) …
4açık yüreklilik — is., ği Açık yürekli olma durumu, samimiyet, açık kalplilik En sonra da görüşlerini edebiyata kaçmayan bir açık yüreklilikle ortaya koydu. H. Taner …
5açık kalpli — sf. Açık yürekli …
6dürüst — sf., Far. durust 1) Sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan, doğru (kimse) ... zaman zaman dürüst, mert, açık yürekli dostlar bulunur. N. Cumalı 2) mec. Kurallara uygun, yanlışsız İyi giyinmek her zaman dürüst bir zevk ifade etmez. H. E …
7gönül eri — is. Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse, rint, ehlidil …
8yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… …
9yüreklilik — is., ği 1) Yürekli, korkusuz, cesur olma durumu, yiğitlik 2) Yürekli kimseye yakışır davranış Birleşik Sözler açık yüreklilik altın yüreklilik aslan yüreklilik çatal yüreklilik iyi yüreklilik katı yür …
10koçak — sf., ğı 1) Yürekli (erkek) 2) Eli açık, cömert …
- 1
- 2