-
1 например
meselâörneğin* * *örneğin, sözgelimi -
2 так
1) нареч. ( таким образом) böyle; öyle; şöyle; böylece; öylece; şöyleceон (и́менно) так сказа́л — böyle söyledi
отве́чу так:... — şöyle cevap vereceğim...
так мы и сде́лал и / поступи́ли — öyle de yaptık
так (оно́) и произошло́ / случи́лось — nitekim öyle oldu
вот так он и око́нчил шко́лу — işte böylece okulu bitirdi
пиши́ так, что́бы бы́ло поня́тно — anlaşılacak tarzda yaz
он сел так, что́бы ви́деть нас — bizi görecek şekilde oturdu
хлеб так и оста́лся на поля́х — ekinler tarlada olduğu gibi kaldı
он э́то де́лал не так — bunu başka türlü yapardı
э́та кампа́ния зако́нчилась так же неожи́данно, как и начала́сь — bu kampanya başladığı gibi ani biçimde sona erdi
2) нареч. (до такой степени, настолько) o kadar, öylesine; böylesine; şöylesineго́род так измени́лся, что... — şehir öylesine değişmiş ki,...
раз уж ты так наста́иваешь,... — madem ki bu kadar ısrar ediyorsun...
он так похуде́л, что... — öyle zayıfladı ki,...
я так обра́довался! — bir sevindim ki!
я так соску́чился по тебе́! — seni bir göresim geldi ki sorma!
он так чита́ет Пу́шкина - заслу́шаешься! — bir Puşkin okuyuşu var ki, tadına doyulmaz!
она́ так испуга́лась, что... — öylesine / o kadar korktu ki,...
3) нареч., в соч.э́то тебе́ так не пройдёт! (будешь наказан) — senin yanına kalmaz bu!
4) нареч. ( без особого намерения) işteя про́сто так спроси́л — sordum işte...
5) союз (в таком случае, тогда) öyleyse, o haldeре́шил, так поезжа́й — karar verdinse git (öyleyse)
6) частица, разг. ( ничего особенного) hiç; şöyle böyleчто с тобо́й? - Так... — neyin var?- Hiç...
как карти́на? - Так, сре́дняя — filim nasıl? - Şöyle böyle olanlardan
7) частица demekтак ты его зна́ешь? — onu tanıyorsun ha?
так о чём я говори́л? — ne diyordum?
так вы придёте? — peki, gelir misiniz?
8) союз (но, да) amaя пое́хал бы, так де́нег нет — giderdim ama param yok
9) частица усил., в соч.а я так ду́маю, что он непра́в — bana sorsan haklı değil(dir) derim
вот э́то тра́ктор так тра́ктор! — traktör dediğin / dediğimiz böyle olur işle!
10) частица ( указывает на приблизительное количество) şöyle böyle, kadarлет так пять (уже́) бу́дет — şöyle böyle beş yıl var / oldu
11) частица (например, к примеру) söz gelişiтак, наприме́р — örneğin
••я и так уста́л — zaten yorgunum
раз / когда́ так — öyleyse
так бы и полете́л! — öyle geldi ki havalanıp uçayım!
вот так(-то), сыно́к! — işle böyle, evlat!
говорю́ ему́, что так и так (мол), что... — ona durum böyle böyle,... diyorum
он так себе́ челове́к — o şöyle böyle bir adam
так-то оно так, но... — см. оно
ра́зве не так? — öyle değil mi? yanlış mı?
мы так и́ли и́наче́ не оста́лись бы здесь — nasıl olsa burada kalmayacaktık
так как — çünkü,...dığından,...dığı için
-
3 хоть
ise de,-sa bile,dahi; hiç olmazsa,bari; bile,dahi; örneğin* * *1) союз ise de,...se bile / dahiхоть мы и не знако́мы... — her ne kadar tanışmıyorsak da...
2) союз...se deхоть плачь, хоть умоля́й - не согласи́тся — ağlasan da yalvarsan da razı olmaz
хоть ло́пни — çatlasan da
хоть выжима́й — sırsıklam
темно́, хоть глаз вы́коли — zifiri karanlık
хоть согла́сен, хоть нет, он всё кива́л голово́й — razı olsa olmasa hep baş sallar dururdu
3) частица hiç olmazsa / değilse, bariда ты хоть ви́дел его́? — onu gördün mü bari?
тот, кто хоть немно́го зна́ет исто́рию,... — tarihi biraz olsun bilen
жди хоть це́лый день — tam bir gün beklesen bile
будь ты хоть коро́ль — kral bile / dahi olsan
взять хоть твоего́ прия́теля — söz gelimi senin ahbabını alsak
••ты хоть бы позвони́л (тогда́) — hiç olmazsa telefon edeydin
хоть бы скоре́е коне́ц — bir sonu gelse
хоть бы была́ причи́на кака́я! — bir sebebi olsa ne ise!
со́рок гра́дусов моро́за - а ему́ хоть бы что — soğuk kırık derece, o ise bana mısın demiyor
конь хоть куда́! — kıyak bir at!
-
4 sample reuse
French\ \ réutilisation échantillonGerman\ \ Wiederverwendung einer StichprobeDutch\ \ hergebruik van een steekproefItalian\ \ campione riutilizzoSpanish\ \ sample reutilizaciónCatalan\ \ -Portuguese\ \ reutilização da amostraRomanian\ \ -Danish\ \ -Norwegian\ \ -Swedish\ \ -Greek\ \ επαναχρησιμοποίηση δείγμαFinnish\ \ otoksen uudelleenkäyttöHungarian\ \ minta újrafelhasználásaTurkish\ \ örneğin tekrar kullanımıEstonian\ \ valimi taaskasutusLithuanian\ \ imties pakartotinė panauda; imties panaudaSlovenian\ \ -Polish\ \ ponowne użycie próbyRussian\ \ новое использование выборкиUkrainian\ \ -Serbian\ \ -Icelandic\ \ sýnishorn endurnýtaEuskara\ \ -Farsi\ \ -Persian-Farsi\ \ بازبهکارگيري نمونهArabic\ \ استعمال العينة ثانيةAfrikaans\ \ steekproefhergebruikChinese\ \ 样 本 重 复 使 用Korean\ \ 표본재사용
См. также в других словарях:
örneğin — e. Söz gelişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
Romed Mungenast — (* 19. Juli 1953 in Zams, Tirol; † 27. Februar 2006 in Innsbruck) war ein österreichisch jenischer Schriftsteller. Inhaltsverzeichnis 1 Leben 2 Anmerkungen 3 … Deutsch Wikipedia
bireyleşme — is., fel. 1) Türle ilgili bir örneğin bireyde gerçekleşmesi 2) Bağımsız kişiliğe varan gelişme süreci 3) ruh b. Bütünün parçalarından birisinin gelişerek belirgin ve bağımsız bir duruma gelmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
karelemek — i 1) Karelere ayırmak 2) Bir resmi büyütme veya küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz gelişi — e. Bir düşünceyi açıklamak için örnek gösterileceğinde o örneğe giriş olarak söylenen bir söz, söz gelimi, söz misali, temsil, söz temsili, örneğin, mesela, bilfarz Söz gelişi dün sırtında torbasıyla eskicilik yapan biri, bugün özel arabasıyla… … Çağatay Osmanlı Sözlük
filmesel — (A.) [ ﻞﺜﻤﻝا ﯽﻓ ] örneğin, örnekte olduğu gibi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
meselâ — (A.) [ ﻼﺜﻡ ] örneğin … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ilmühaber — belge; birinin herhangi bir durumunu (örneğin ikametgahını) gösteren durum belgesi … Hukuk Sözlüğü
mikap — mikâp bir şeyin küp olarak değeri (örneğin; metremikâp: metreküp) … Hukuk Sözlüğü
ref etmek — kaldırmak; örneğin itirazın ref i (kaldırılması) … Hukuk Sözlüğü