ölmek

  • 81RIFAT (O.) — RIFAT OKTAY (1914 1988) Dans la littérature turque, le nom d’Oktay Rifat est indissociable de ceux de ses amis, Orhan Veli et Melih Cevdet Anday, avec lesquels il publia un livre commun. Toutefois, son non conformisme n’a jamais été aussi… …

    Encyclopédie Universelle

  • 82açlık — is., ğı 1) Aç olma durumu Havada güzel güzel dönen bu kuşun, açlıkla, bu yılana saldıracağını hiç düşünmemiştim. M. Ş. Esendal 2) Kıtlık 3) mec. Aşırı istek içinde bulunma İki arkadaş görülmemiş bir okuma açlığı içinde durmadan okuyordu. H. Taner …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 83boğulmak — nsz 1) Boğma işine konu olmak 2) Havasızlıktan ölmek Denize düşmeden boğulacağız diye haykırıyordu. Halikarnas Balıkçısı 3) mec. Bunalmak Bu misalleri görüp de Boğaziçi tepelerinin apartman yığınları ile boğulduklarına yanmaz mısınız? F. R. Atay …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 84borç — 1. is., Rus. Borş 2. is., cu 1) Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim. P. Safa 2) mec. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe Vatan… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 85buymak — nsz, ar, hlk. 1) Çok üşümek 2) Soğuktan donarak ölmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 86can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 87cavlamak — 1. nsz, hlk. Kavlamak, tüyünü dökmek, çıplak kalmak 2. nsz Ölmek …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 88çatlamak — nsz 1) Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak Bardak çatladı. 2) Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. A. H. Tanpınar 3) mec. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 89donmak — nsz, ar 1) Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak 2) Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. S. F. Abasıyanık 3) Çok üşümek 4) Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz… …

    Çağatay Osmanlı Sözlük

  • 90ecel — is., Ar. ecel Hayatın sonu, ölüm zamanı Vaktinize hazır olun / Ecel vardır gelir bir gün. Yunus Emre Birleşik Sözler ecel beşiği ecel şerbeti ecel teri Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ecel aman verirse ecel geldi ciha …

    Çağatay Osmanlı Sözlük