çığlık
1çığlık — is., ğı Acı, ince ve keskin ses, feryat, figan İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …
2çiğlik — is., ği 1) Çiğ olma durumu 2) mec. Kaba, yersiz, yakışıksız davranış O gece de böyle bir şeyi bütün çiğliği ve çıplaklığıyla gördüğüm bir geceydi. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çiğlik etmek …
3çığlık çığlığa — zf. Çığlık atarak, bağırıp çağırarak Büyük abla, kapının yanındaki iskemlenin üstünden fesimi aldığımı görünce çığlık çığlığa beni azarlamaya başladı. R. N. Güntekin …
4çığlık atmak (veya koparmak veya basmak) — kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır. H. E. Adıvar Martılar acı çığlıklar atarak birbirlerinin ağzından balık kapıyorlar. H …
5çiğlik etmek — ters veya yersiz bir davranışta bulunmak Etrafını saranla, çiğlik ettin, adam sana vereceğini vermiş, daha ne versin, dediler. N. Cumalı …
6vaveyla koparmak — çığlık atmak …
7feryadı basmak — çığlık koparmak, yüksek sesle haykırmaya başlamak Oradan küçücük bir fakir çocuk gibi feryadı bastığını işitirsiniz. S. F. Abasıyanık …
8FECACE (FİCÂCE) — Çiğlik, hamlık …
9VAVEYLA — Çığlık, yaygara, feryat. * Eyvah, yazık gibi üzüntü ifadeleri …
10ÜVEYL — Çığlık, vâveyl …